
Nereden bakarsanız bakın, Kudüs'teki durum içler acısı. Kassam Tugayları'ndan gelen son açıklama ise adeta bir feryat gibiydi. Arap ve İslam aleminin tüm fertlerini, yaşanan bu büyük musibetin bir an önce son bulması için duaya davet ettiler.
Öyle sıradan bir çağrı değil bu. İçinde hem umut hem de acil bir yardım talebi var. Sanki "Artık dayanacak gücümüz kalmadı" diyorlar ama pes etmek gibi bir niyetleri yok. Tam tersine, inancın gücüne olan teslimiyetleri gözler önüne seriliyor.
Dualar Birleşsin, Yükler Hafiflesin
Belki de en çarpıcı olanı, bu çağrının sadece Filistinlilere değil, tüm Müslümanlara yapılmış olması. Ortak bir acı, ortak bir çözüm arayışı. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların aynı anda, aynı niyetle ellerini açabileceği bir fırsat sunuyorlar.
Kim bilir, belki de bu duaların birleşmesiyle yeni bir kapı aralanacak. Tarih bize gösteriyor ki, iman ehlinin bir arada yaptığı duaların gücü yadsınamaz. Kassam Tugayları da işte tam olarak bu noktaya parmak basıyor.
İnanç ve Direnişin Sembolü
Şunu unutmamak lazım: Bu çağrı sadece dini bir mesaj değil. Aynı zamanda Kudüs'teki mücadelenin ruhani boyutuna da vurgu yapıyor. Silahların gölgesinde bile inancın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyorlar.
Ve işin ilginç yanı - bu tür çağrılar genellikle siyasi liderlerden gelir. Ama bu kez sahada mücadele edenlerin ağzından çıkıyor. Bu da mesajın samimiyetini katbekat artırıyor doğrusu.
Sonuç olarak, Kudüs için atılan bu adım sadece bugünü değil, yarınları da etkileyecek türden. Duaların kabul olduğu anlar tarihte hep dönüm noktaları olmuştur. Belki de şimdi o anlardan birine tanıklık ediyoruz.