Tam da bugünlerde, Ortadoğu'da kanın hiç durmadığı bir dönemde, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan çok sert sözler yükseldi. Adeta uluslararası arenada bir şimşek çaktıran açıklamalar, İsrail'in Gazze'deki vahşetine odaklandı.
Kurtulmuş, o meşhur hitabetiyle—her zamanki gibi net ve tavizsiz—şunu vurguladı: "Dünya, Siyonist yayılmacılığın pervasızca ilerleyişini adeta korku içinde izliyor." Evet, korku içinde. Çünkü kimse sesini çıkarmıyor, kimse dur diyemiyor.
Uluslararası Toplum Nerede?
Peki ya uluslararası toplum? Onlar nerede? Kurtulmuş'un da dediği gibi, dünya sahnesi bu zulme seyirci kalmakla suçlanamaz mı? İnsan haklarından dem vuranlar, Gazze'de yaşananlara neden kör ve sağır?
— Sessizlik. Sadece sessizlik.
TBMM Başkanı, bu sessizliği bozmak için adeta bir uyarı yayınladı. İsrail'in Filistin topraklarında yürüttüğü işgal politikasının, artık bir insanlık suçu boyutuna ulaştığını ifade etti. "Bu yayılmacı zihniyet, sadece Gazze ile sınırlı değil" diye ekledi. Bölgenin tamamını tehdit ediyor.
Tepkiler ve Siyasi Yansımalar
Kurtulmuş'un bu çıkışı, Ankara'nın Filistin meselesine bakışını bir kez daha gösterdi. Türkiye, bu konuda—her ne kadar eleştirilse de—daima tarafını belli etmiştir. Belki de bu yüzden, Kurtulmuş'un sözleri yankı bulacak.
Peki ya sonrası? Dünya liderleri bu sözlere kulak verecek mi? Yoksa—her zamanki gibi—diplomatik nezaket perdesi arkasına saklanıp, olanlara göz mü yumacaklar?
Kim bilir. Ama şu bir gerçek: TBMM Başkanı’nın sesi, en azından bir kesimi rahatsız etmeyi başardı.
