Dünya yine nefesini tuttu. Kuzey Kore, tam da eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Güney Kore'ye yapacağı oldukça konuşulan ziyaretin eşiğinde, kimsenin beklemediği bir hamleyle yeni bir füze denemesine imza attı.
Bu provokatif test—evet, başka nasıl tanımlayabiliriz ki—uluslararası ilişkilerde zaten gergin olan telleri daha da gerdi. İnsan hakları ihlalleriyle ve nükleer programıyla sık sık gündeme gelen Pyongyang yönetimi, adeta 'ben hala buradayım' dercesine hareket etti.
Zamanlama Rastgele Mi Seçildi?
Aslında hiç de değil. Diplomasi uzmanları, bu tür hamlelerin asla tesadüf olmadığını söylüyor. Trump'ın Güney Kore'ye yapacağı ziyaret öncesi böyle bir test—tam da uluslararası kamuoyunun gözünün Kore Yarımadası'na çevrildiği bir dönemde—Pyongyang'ın mesajının ne kadar net olduğunu gösteriyor.
Kim Jong-un rejimi, dünyaya meydan okumaya devam ediyor. Sanki 'ne olursa olsun, biz kendi bildiğimizi okumaya devam edeceğiz' der gibi.
Bölgesel Güvenlik Endişeleri Artıyor
Japonya ve Güney Kore—bölgedeki diğer önemli aktörler—bu gelişmeyi yakından takip ediyor. Füze testleri sadece kağıt üzerinde bir tehdit değil; gerçek insanların hayatını, gerçek toplulukları etkiliyor.
Peki Trump'ın ekibi bu hamleye nasıl yanıt verecek? Bu, herkesin merak ettiği soru. Eski başkan, görevde olduğu dönemde Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'la üç kez bir araya gelmişti. O zamanlar bu 'tarihi' buluşmalar olarak lanse ediliyordu ama görünen o ki Pyongyang'ın stratejisi değişmedi.
Bölgedeki güç dengeleri—her zamanki gibi—oldukça kırılgan. Bir yanda Çin'in etkisi, diğer yanda ABD'nin bölgedeki varlığı... Kuzey Kore ise bu denklemde her zaman öngörülemez bir faktör olmayı sürdürüyor.
Bu son füze testi, sadece teknik bir deneme değil aynı zamanda siyasi bir mesaj. Pyongyang, dünyaya 'bizimle müzakere masasına oturmak istiyorsanız, bunun bedeli var' demeye devam ediyor.
Uluslararası toplumun tepkisi ne olacak? BM Güvenlik Konseyi toplanacak mı? Yeni yaptırımlar gündeme gelecek mi? Tüm bu sorular havada uçuşurken, Kore Yarımadası'ndaki barış ve istikrar arayışı bir kez daha sekteye uğramış oldu.
Gerçek şu ki: Bu tür provokasyonlar hiçbir yere gitmiyor. Sadece bölgesel gerilimi artırıyor ve diplomatik çözüm şansını zorlaştırıyor. Kuzey Kore'nin bu hamlesi—ne yazık ki—sürpriz sayılmaz. Ama yine de endişe verici.
