İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dün gece yaptığı ve adeta bir bomba etkisi yaratan açıklaması, Lübnan'da sert bir karşılık buldu. Netanyahu, Lübnan'ı uluslararası arenada 'savaş suçlusu' ilan etmekle tehdit etmişti – ki bu, zaten gergin olan bölgede yeni bir krizi ateşlemekten başka bir işe yaramadı.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati'den gelen yanıt ise gecikmedi. Mikati, ülkesinin resmi haber ajansına yaptığı açıklamada, bu tür söylemleri 'tehlikeli bir provokasyon' olarak nitelendirdi. Şöyle devam etti: "İsrail'in kendi işlediği suçları örtbas etmek için başkalarını suçlama taktiği artık işlemiyor. Bu, bölgede istikrarı sağlama çabalarını baltamaktan başka bir amaca hizmet etmiyor."
Mikati'nin tonu oldukça nettı. Netanyahu'nun sözlerini, İsrail'in Gazze'deki devam eden operasyonlarına yönelik artan uluslararası eleştirileri savuşturmak için bir 'şok dalgası' yaratma girişimi olarak yorumladı. Yani, klasik 'en iyi savunma saldırıdır' stratejisi. Peki, işe yarayacak mı? Pek sayılmaz.
Uluslararası Hukuk ve Siviller: Mikati'den Sert Çıkış
Lübnan lideri, konuşmasının devamında uluslararası hukuka vurgu yaparak, İsrail'in kendisini asıl suçlayabilecek tek taraf olduğunu ima etti. "Sivillere yönelik saldırılar, onların evlerinin yıkılması... Tüm dünya bunları kayıt altına aldı" ifadelerini kullandı. Bu, oldukça güçlü ve Netanyahu'ya giden dolaylı bir mesajdı.
Mikati ayrıca, Lübnan'ın bölgesel barış ve istikrar için çalışmaya devam edeceğini, ancak ülkesinin egemenliğine yönelik her türlü tehdide de cevap vermekten çekinmeyeceğini belirtti. Sonuç olarak, iki komşu ülke arasındaki diplomatik gerilim bir kez daha tırmandı. Tansiyonun düşmesi için şimdilik bir neden gözükmüyor – ne yazık ki.
