İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, adeta bir bomba etkisi yaratacak kararın düğmesine bastı. Kudüs'ün işgal edilmiş bölgelerindeki yerleşim planı -ki bu uzun süredir masada bekleyen son derece tartışmalı bir projeydi- nihayet resmen yürürlüğe konuldu.
Habertürk'ün edindiği bilgilere göre, bu hamle, uluslararası hukuku hiçe sayan ve bölgedeki gerilimi daha da körükleyecek türden. Zaten alev alev yanan bir ateşe benzin dökmekten farksız.
Peki Bu Plan Neyi İçeriyor?
İşin teknik detaylarına bakıldığında, planın Kudüs'ün doğusundaki stratejik noktalara yeni Yahudi yerleşim birimleri inşa edilmesini öngördüğü anlaşılıyor. Sadece birkaç ev değil, tam teşekküllü, kalıcı bir yapılaşma söz konusu. Bölgenin demografik yapısını temelden değiştirebilecek, adeta bir fiili durum yaratmayı hedefleyen bir hamle.
Filistin tarafından ise tepki gecikmedi. "Açık bir savaş provokasyonu" ve "barış sürecinin tamamen rafa kaldırılması" olarak yorumlanan bu adım, zaten kırılgan olan bölgesel dengeyi alt üst etmeye yetecek güce sahip.
Uluslararası Arenada Yankılar
Dünya liderleri ve uluslararası kuruluşlar birer ikişer açıklama yapmaya başladı bile. Birleşmiş Milletler'den gelen ilk açıklamalar, planın "iki devletli çözüm vizyonuna ağır bir darbe indirdiği" yönünde. Avrupa Birliği ise durumu "derin endişeyle" karşıladığını belirterek, İsrail'i bu kararından derhal vazgeçmeye çağırdı.
Peki ya ABD? Biden yönetiminin sessizliği ise dikkat çekici. Orta Doğu'daki en yakın müttefikine yönelik bu hamle karşısında Washington'dan net ve keskin bir çıkış henüz gelmiş değil. Diplomatik koridorlarda, bu sessizliğin ne anlama geldiği tartışılıyor.
Netanyahu'nun iç politikada sıkıştığı bir dönemde attığı bu radikal adım, bir nevi dışarıya yönelik bir güç gösterisi olarak da okunabilir mi? Kesinlikle evet. Siyasi geleceği için büyük bir risk alıyor, ancak aynı zamanda milliyetçi tabanını konsolide etmeyi de hedefliyor olmalı.
Sonuç olarak, Ortadoğu'nun kadim şehri Kudüs'te yeni bir gerilim dalgası kapıda. İnsan hakları örgütleri, yerleşimcilerin genişlemesiyle birlikte bölgedeki Filistinli ailelerin zorla yerinden edilme riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunuyor. Durum ciddi. Ve maalesef ki, barışa giden yolda yeni bir çıkmaz sokak daha.
