
İsrail'in Filistin topraklarında başlattığı askeri operasyonlar adeta bir yok etme planına dönüşmüş durumda. Her geçen gün şiddetini artıran saldırılar, bölge halkını derin bir insani krizin içine sürüklüyor.
Aslında olan biten, uluslararası hukukun açıkça ihlal edilmesinden başka bir şey değil. İsrail güçlerinin son hamleleri, Filistinlilere yönelik sistematik bir şiddet sarmalı yaratıyor desek yanlış olmaz.
İnsani Durum Alarm Veriyor
Gazze Şeridi'nde yaşananlar gerçekten içler acısı. Temel insan haklarından mahrum bırakılan siviller, adeta bir açık hava hapishanesinde yaşam mücadelesi veriyor. Elektrik, su ve gıda kıtlığı had safhada.
Bölgedeki hastanelerin durumu ise kelimenin tam anlamıyla trajik. Tıbbi malzeme eksikliği yüzünden yaralılar tedavi edilemiyor, kronik hastalığı olanlar hayatlarını kaybediyor.
Uluslararası Tepkiler ve Sessiz Kalınan Gerçekler
Dünya kamuoyunun bir kısmı bu insanlık dramına kayıtsız kalmıyor elbette. Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları örgütleri İsrail'e yaptırım uygulanması için çağrılar yapıyor. Ancak bu çağrılar ne yazık ki yeterli karşılığı bulamıyor.
Batılı ülkelerin çifte standardı ise işin en can sıkıcı yanı. Ukrayna'daki işgali kınarken Filistin'de yaşananlara sessiz kalmak, uluslararası diplomasinin ikiyüzlülüğünü gözler önüne seriyor.
Ortadoğu'da barışın tesisi için adil ve kalıcı bir çözüm şart. Filistin halkının self-determinasyon hakkı tanınmadan bölgede istikrarın sağlanması mümkün görünmüyor.