
Ortadoğu'da barut fıçısı yeniden alev almaya hazırlanıyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın masasından çıkan ve adeta soğuk duş etkisi yaratan o plan nihayet onaylandı. Gazze'nin kalıcı işgali artık sadece bir tehdit değil, resmi politika haline gelmiş durumda.
Peki bu ne anlama geliyor? Bakan Gallant'ın üzerine imzasını attığı belge, İsrail ordusunun Gazze'deki askeri varlığının süresiz olarak devam edeceğini açıkça ortaya koyuyor. Üstelik bu sadece geçici bir güvenlik önlemi falan değil - tam teşekküllü, her detayı düşünülmüş, katmanlı bir işgal rejemi.
İşgal Sonrası Yönetim Modeli: Kim Yönetecek?
Aslında en dikkat çekici kısım, savaş sonrası için öngörülen yönetim modeli. Gallant'ın planına göre Gazze, İsrail'in doğrudan askeri kontrolü altında yönetilecek. Filistin Yönetimi'nin veya Hamas'ın herhangi bir rol oynaması söz konusu bile değil. Yerel yönetimler ise -bakın bu ilginç- İsrail'in 'güvenlik çıkarlarıyla uyumlu' olmak kaydıyla faaliyet gösterebilecek.
Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru'na ilişkin karar ise tam anlamıyla jeopolitik bir deprem niteliğinde. İsrail'in bu bölgede tam kontrol sağlama niyeti, bölgedeki güç dengelerini altüst etmeye aday.
Ekonomik ve İnsani Boyut: Hayat Nasıl Olacak?
Ekonomik faaliyetler ve insani yardımların yönetimi konusunda plan oldukça net: Her şey İsrail'in izin ve kontrol mekanizmasına bağlı olacak. Uluslararası kuruluşların rolü ise İsrail'in belirlediği sınırlar içinde kalacak. Yani 'yardım' bile askeri denetimden geçecek.
Gallant'ın ofisinden yapılan açıklamada, bu planın İsrail güvenlik hedefleriyle uyumlu olduğu vurgulandı. Ama kimin güvenliği? Cevap oldukça net görünüyor.
Bu gelişme, bölgede yeni bir gerilim dalgasının habercisi. Uluslararası toplumun tepkisi ne olacak? Komşu ülkeler nasıl karşılayacak? Ve en önemlisi - Gazze halkı bu plana nasıl tepki verecek? Sorular uzayıp gidiyor ama cevaplar maalesef çok daha karanlık.
Bir kesinlik var: Ortadoğu haritası yeniden çiziliyor. Ve bu sefer kalem çok daha keskin, mürekkep çok daha koyu.