Gökyüzünde duman bulutları, yerde ise derin bir endişe... İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki iki önemli bölgeye yönelik beklenen—ve bir o kadar da korkulan—ikinci dalga operasyonunu nihayet başlattı. Beit Hanoun ve Beit Lahia artık savaşın yeni merkez üssü.
Dün gece yarısından itibaren başlayan yoğun topçu ateşi ve hava saldırıları, bölge sakinlerini adeta bir kabusun ortasına attı. İsrail yetkilileri, operasyonun "bölgedeki terör altyapısını çökertmek" amacı taşıdığını iddia etse de, sahada yaşananlar çok daha farklı bir hikâye anlatıyor.
Kara Birlikleri Devrede
Hava saldırılarının ardından sahneye kara birlikleri çıktı. Zırhlı araçlar ve askeri konvoylar, bölgeye girerek stratejik noktaları kontrol altına almaya başladı. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "operasyonun devam ettiğini" ve "hedeflere ulaşıldığını" duyurdu. Peki ya gerçek hedefler ne?
Bölgeden gelen görüntüler—ki çoğu sosyal medyada hızla yayılıyor—ağır yıkımı gözler önüne seriyor. Binalar yerle bir olmuş, sokaklar enkaz yığınlarına dönüşmüş durumda. İnsanlar... evet, asıl mesele o insanlar. Kaçacak yerleri kalmadığını söylüyorlar.
İnsani Durum: Her Geçen Dakika Kötüleşiyor
Yerel kaynaklar, elektrik ve su şebekelerinin büyük ölçüde hasar gördüğünü belirtiyor. Ambulansların bile hareket kabiliyeti neredeyse kalmamış. "Cennetten cehenneme bir geçiş" diye tarif ediyor bir bölge sakini durumu. Abartıyor olabilir mi? Sanmıyorum.
Uluslararası insani yardım kuruluşları ise alarma geçmiş durumda. BM yetkilileri, derhal bir insani koridor oluşturulması çağrısında bulunurken, bölgeye yardım ulaştırmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini itiraf ediyorlar. Diplomatik kanallarda yoğun bir trafik var—ancak masada kalanlar, sahada ölenlerin ardından konuşuyor sadece.
İsrail hükümeti ise operasyonun meşru bir savunma hakkı olduğunda ısrarlı. "Bize yönelik tehditleri bertaraf etmek zorundayız" diyorlar. Peki, bu tehditler gerçekten bu kadar geniş kapsamlı bir yıkımı haklı çıkarır mı? Orası muallakta.
Son dönemde artan gerilim, Hamas'ın attığı roketler ve İsrail'in misilleme saldırılarıyla tırmanmıştı. Ancak bu son hamle, işi çok daha farklı bir boyuta taşıdı. Bölge adeta bir yeniden işgal sürecine tanıklık ediyor—ve kimse dur diyebilecek güçte değil şu an.
Ne olacak peki? Tahmin etmek güç. Ancak bir şey kesin: Gazze'de yaşanan bu son gelişme, sadece bölgesel değil, küresel anlamda da yankı uyandıracak. Ortadoğu'nun kanayan yarası, bir kez daha tazelendi. Ve maalesef, kanamaya devam edecek gibi görünüyor.
