
Gözlerini kan bürümüş İsrail makamları, bugün itibarıyla Gazze Şeridi'ni tamamen kuşattıklarını ilan etti. Sanki bir av sahnesiymişçesine, tüm bölgeyi çepeçevre sarmış durumdalar. İnsanlık dışı bu hamle, uluslararası toplumun gözü önünde gerçekleşiyor.
Operasyonun ilk evresi -onların tabiriyle- "başarıyla" tamamlandı. Peki bu ne anlama geliyor? Basitçe söylemek gerekirse, Filistinliler için cehennemi andıran bir kuşatma hali. Adeta bir açık hava hapishanesi.
Askeri Hamleler ve Bölgesel Etkiler
İsrail güçleri sadece Gazze'yi değil, çevredeki stratejik noktaları da ele geçirdi. Bu, bölgedeki gerginliği katbekat artıran bir gelişme. Sınırların kontrolü, hareket özgürlüğünün kısıtlanması... Tüm bunlar, insani krizi derinleştiren unsurlar.
Aslında bu hamle, beklenmedik bir şey değildi. İsrail'in uzun vadeli planlarının bir parçası olduğu aşikar. Ancak bu kadar pervasızca ve insanlık dışı uygulanması, vicdan sahibi herkesi yaralıyor.
Uluslararası Tepkiler ve Sessizlik
Dünya liderleri ise -her zamanki gibi- ya sessiz ya da etkisiz açıklamalarla yetiniyor. BM'nin kınama kararları, İsrail'in umurunda bile değil. Güçlü devletlerin çifte standardı, Ortadoğu'da kanın durmaksızın akmasına neden oluyor.
Bölge halkı ise bu zulme tek başına direniyor. Medya organları, İsrail'in propagandasına hizmet eden haberler yapmayı sürdürürken, gerçekler çarpıtılıyor. İnsanların ölümü, sıradan bir istatistik verisine dönüştürülüyor.
Peki ya sonra? İsrail'in nihai amacı ne? Gazze'yi tamamen ilhak etmek mi? Yoksa bölgedeki varlığını kalıcı kılmak mı? Bu soruların cevapları, gelecek günlerde netleşecek.
Ancak şu bir gerçek ki, bu işgal ve zulüm politikası, bölgede kalıcı barışı imkansız kılıyor. Her geçen gün daha fazla kan, daha fazla gözyaşı ve daha fazla nefret...