
Gelin görün ki, İsrail medyası bugünlerde alışılmadık bir özeleştiri havasında. Sanki içeriden bir ses, "Biz bu işi beceremedik" demenin yollarını arıyor. Hem de Başbakan Netanyahu'nun o meşhur sert çıkışlarına ve Hamas'a yönelik tehditlerine rağmen!
Ortadoğu'nun bu kadim topraklarında yine gerginlik hiç dinmiyor. İsrail ordusunun Hamas'a yönelik son operasyonu, beklenen sonuçları getirmedi. Aslına bakarsanız, askeri yetkililer bile hedeflerin tutturulamadığını içten içe kabul ediyorlar. Ama tabii bunu yüksek sesle söyleyebilmek, medya organlarına düşüyor.
Gazetelerde Yazanlar Askeri Gerçekleri Yansıtıyor Mu?
İsrail'in önde gelen gazetelerinden Yedioth Ahronoth'un manşeti her şeyi anlatıyor aslında: "Kayıp fırsatlar ve başarısız taktikler". Bu kadar net bir ifade, normalde İsrail medyasında pek görülmez. Demek ki durum gerçekten ciddi.
Aslında olan biteni anlamak için uzmanlara kulak vermek gerekiyor. Savunma analistleri, son haftalardaki askeri hamlelerin "stratejik bir karmaşa" ya neden olduğunu düşünüyor. Hamas'ın yeniden toparlanma hızı, İsrail istihbaratının tahminlerinden çok daha yüksek çıkmış. Bu da planları altüst etmiş durumda.
Netanyahu'nun Sert Çıkışı ve Arkasındaki Gerçekler
Başbakan Netanyahu'nun geçenlerdeki o meşhur konuşmasını hatırlarsınız. Hamas'ı bir kez daha tehdit etmiş, "Bedenlerinin her yerinde hissedecekler" gibi oldukça sert ifadeler kullanmıştı. Peki ya bu sözlerin arkasında yatan gerçek ne?
Aslında bu tür açıklamalar, iç siyasetteki baskıyı hafifletmek için sıklıkla kullanılır. Hükümetin askeri başarısızlıklarını sert söylemlerle kamufle etme çabası diyebiliriz. Ama artık medya bu oyunu bozmaya kararlı görünüyor.
Muhalefet sesleri de giderek yükseliyor. "Bundan sonra ne olacak?" diye soruyorlar. Hamas'ın roket saldırıları devam ederken, İsrail'in bir sonraki hamlesi ne olabilir? Askeri uzmanlar, farklı senaryolar üzerinde çalıştıklarını söylüyorlar ama içeriden sızan bilgilere göre net bir plan yok.
Bölgesel Etkiler ve Uluslararası Tepkiler
Ortadoğu'da olan biten hiçbir şey sadece o bölgeyle sınırlı kalmaz. Uluslararası toplumun tepkileri de giderek artıyor. Birleşmiş Milletler'den gelen açıklamalar, Avrupa Birliği'nin endişeleri ve komşu ülkelerin sessiz kalması... Hepsi ayrı bir hikaye aslında.
Mısır ve Katar'ın arabuluculuk girişimleri devam ediyor ama tarafların pozisyonları o kadar sert ki, ilerleme kaydetmek neredeyse imkansız görünüyor. Hamas'ın rehineler konusundaki tutumu ile İsrail'in askeri operasyonları arasında sıkışıp kalan sivil halk ise en büyük bedeli ödüyor.
Peki ya Türkiye'nin pozisyonu? Dışişleri kaynakları, bölgedeki insani durumun daha da kötüleşmesinden endişe duyduklarını ifade ediyor. Ankara'nın diplomatik kanalları hareketli tutmaya devam ettiği söyleniyor.
Sonuç olarak, İsrail-Hamas çatışmasında yeni bir sayfa açılıyor gibi görünüyor. Askeri başarısızlıkların itiraf edilmesi, belki de daha farklı stratejilerin denenmesinin önünü açabilir. Ama Ortadoğu'da kesin olan tek bir şey var: Hiçbir şey göründüğü gibi değil.