Dünya sahnesinde oynanan bu korkunç trajedi, insanlık vicdanını derinden yaralıyor. Adeta modern zamanların en karanlık senaryosu, tüm şiddetiyle devam ediyor.
İsrail'in Gazze'yi sistematik bir şekilde yok etme planı artık gizli saklı değil. Sürgün, açlık ve ölüm... Bu üç kelime, bir halkın yaşadığı kâbusun özeti gibi. Peki dünya nerede? Uluslararası toplum bu vahşeti görmezden gelirken, insan haklarından bahsetmek ne kadar samimi?
Gözler Önünde Yaşanan İnsanlık Dramı
Gazzeliler için hayat her geçen gün daha da dayanılmaz hale geliyor. Temiz suya, gıdaya, tıbbi malzemeye erişim neredeyse imkânsız. Çocuklar açlıktan ağlarken, anneler bebeklerini nasıl besleyeceklerini bilemiyorlar. Bu durum sadece bir insanlık trajedisi değil, aynı zamanda uluslararası hukukun da açık bir ihlali.
BM raporlarına göre Gazze'deki insani durum kritik seviyede. Ancak rakamlar ve istatistikler, yaşanan acıların büyüklüğünü tam olarak yansıtmıyor. Her sayının ardında bir insan hikâyesi, yok edilen hayaller ve parçalanan aileler var.
Dünyanın Sessizliği: İkiyüzlülük mü Çaresizlik mi?
Batılı ülkelerin çifte standardı ise işin belki de en can sıkıcı kısmı. Bir yandan insan haklarından dem vururken, diğer yandan bu vahşete seyirci kalmak... Bu nasıl bir çelişki? Sorumlulara hesap sorulacağına dair açıklamalar, Gazze'de yaşananlar karşısında son derece yetersiz kalıyor.
Ortadoğu'da kan ve gözyaşı dinmek bilmiyor. Bölge adeta bir barut fıçısına dönmüş durumda. Ve maalesef uluslararası diplomasi bu yangını söndürmekte aciz kalıyor. Ya da belki de söndürmek istemiyor?
Türkiye'nin Tutumu ve Bölge Diplomasisi
Türkiye, bu süreçte Filistin halkının yanında olmaya devam ediyor. İnsani yardımlar ve diplomatik girişimlerle Ankara, bölgede adalet arayışını sürdürüyor. Ancak tek başına yeterli olabilir mi? Elbette hayır.
Uluslararası toplumun somut adımlar atması şart. Aksi takdirde Gazze'de yaşananlar, insanlık tarihinin kara lekesi olarak kalacak. Ve gelecek nesiller bize neden müdahale etmediğimizi soracak.
Peki ya siz? Bu trajedi karşısında ne düşünüyorsunuz? Dünya gerçekten değişebilir mi yoksa bu karanlık senaryo hep böyle mi devam edecek?
