Dünya siyaset sahnesinde olan bitenlere bakınca, Türkiye'nin Filistin meselesindeki tutumu gerçekten dikkat çekiyor. Sanki her şey değişirken, Ankara'nın bu konudaki duruşu değişmiyor - dimdik ayakta.
Aslında mesele sadece siyasi bir duruştan ibaret değil. İnsani boyutu var bir kere. Filistin'deki sıradan insanların, çocukların, kadınların yaşadıkları... Türkiye tam da bu noktada devreye giriyor. Yardım elini uzatmakla kalmıyor, uluslararası platformlarda da sesini yükseltiyor.
Diplomasi Trafiği Yoğun
Şu sıralar Ankara'da hummalı bir çalışma var desem yalan olmaz. Masaların üstü belgelerle dolu, telefonlar durmak bilmiyor. Amaç ne mi? Filistin halkına yönelik insani yardımların önündeki engelleri kaldırmak. Zorlu bir süreç bu, kimse kolay olduğunu söylemiyor.
Düşünsenize, bir yanda siyasi hesaplar, diğer yanda insani gereklilikler. Türkiye tam bu ikisi arasında denge kurmaya çalışıyor - hem gerçekçi olacak hem de insani değerlerden taviz vermeyecek.
Uzun Vadeli Strateji
Bu iş günü kurtarmak değil aslında. Türkiye'nin Filistin politikasına baktığınızda, uzun soluklu bir strateji görüyorsunuz. Gelip geçici hesaplar değil, kalıcı çözümler peşinde. Bazen zorluklarla karşılaşılıyor evet, ama yılmak yok.
Belki de en önemlisi, Türkiye'nin bu konuda yalnız olmadığını bilmesi. Dünyanın dört bir yanında Filistin halkının yanında duran başka ülkeler de var. Ankara bu ülkelerle işbirliği içinde hareket ediyor - tek başına değil yani.
Sonuçta ortada basit bir denklem var: İnsani kriz devam ettikçe, Türkiye'nin desteği de devam edecek. Bu kadar net.