Dünya siyasetinin en renkli ve en tartışmalı isimlerinden biri olan Donald Trump, yine gündemi sallayan açıklamalarla karşımızda. Bu seferki durağı, kanayan yara Gazze oldu. Eski başkan, All-In podcast'inde konuşurken kelimeleri tartarak seçti ama söyledikleri oldukça netti.
"Bakın," diyor Trump, sesinde o meşhur güvenle, "İsrail savaşmak zorunda. Kendilerini savunuyorlar." Peki ya sonrası? İşte asıl bomba burada patlıyor. Trump'a göre çözümün bir parçası, Gazze'ye bir "istikrar gücü" yerleştirmek. Hatta iddiası daha da ileri gidiyor: "Bu güç çok yakında orada olacak." Ne demek istediğini tam olarak açmıyor ama -tipik Trump tarzı- havayı bir gizem perdesi kaplıyor.
Biden Yönetimine Sert Eleştiri
Mevcut başkan Joe Biden ve ekibi Trump'ın hedef tahtasında. Onlara göre Biden yönetimi İsrail'e yeterince destek vermiyor, hatta "teröristleri memnun etmeye" çalışıyor. Trump'ın deyişiyle: "İsrail'den yana net duruş sergilemek yerine, kendi siyasi hesaplarının peşindeler." Oldukça iddialı bir suçlama, değil mi?
Bu arada Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilişkileri... Eh, inişli çıkışlı bir hikaye. Bir yandan onu destekliyor gibi görünüyor, diğer yandan 7 Ekim saldırıları konusunda istihbarat zaafı olduğunu ima ediyor. "Bazı şeyler kaçırıldı," diyor, kelimeleri özenle seçerek. Politikacılığın incelikleri işte!
Peki Ya Gerçekten Ne Olacak?
Trump'ın "istikrar gücü" dediği şey aslında yeni bir fikir değil. Uluslararası toplum yıllardır benzer çözümler üzerine kafa yoruyor. Ama Trump'ın söylediği gibi "çok yakında" böyle bir gücün bölgede olup olamayacağı... İşte orası muamma.
Bölgedeki dengeler o kadar hassas ki, her hamle domino taşı etkisi yaratabilir. Trump'ın bu açıklamaları, eğer tekrar başkan olursa izleyeceği dış politikanın da ipuçlarını veriyor aslında. Daha agresif, daha doğrudan ve -kendisine göre- daha "mantıklı" bir yaklaşım bekleyebiliriz.
Sonuçta, Ortadoğu yangın yeriyken Trump gibi bir ismin attığı her tweet, yaptığı her açıklama küresel etki yaratıyor. Bakalım bu söyledikleri gerçeğe dönüşecek mi, yoksa bir seçim söylemi olarak mı kalacak? Zaman gösterecek...