Gerginlik hiç dinmiyor, değil mi? Yemen'deki Husi milisleri, yine kritik bir hamleyle gündeme oturdu. Bu seferki hedefleriyse, Kızıldeniz'in uluslararası sularında seyreden bir İsrail bandıralı kargo gemisi oldu.
Olay, dün akşam saatlerinde yaşandı. Birdenbire patlayan füze alarmları, bölgedeki deniz trafiğini alarma geçirdi. Geminin mürettebatı, saldırı anında hemen güvenlik önlemlerini devreye aldı. Neyse ki, füze isabet etmedi; gemide herhangi bir hasar veya can kaybı yaşanmadı. Ama o anki korku ve belirsizlik, herhalde yüzlerce deniz mili boyunca hissedilmiştir.
Peki Neden Şimdi?
Husi sözcüleri, bu saldırıyı 'Filistin halkına uygulanan ablukaya karşı bir misilleme' olarak nitelendirdi. Açıklamalarında, İsrail'e yönelik askeri operasyonlarının devam edeceği vurgulandı. Tabii bu, bölgedeki kırılgan dengeleri bir kez daha alt üst etti. Zaten son aylarda Kızıldeniz'deki deniz yolculuğu, neredeyse bir gerilim filmine dönmüş durumda.
Uluslararası denizcilik örgütleri, hemen bir açıklama yaparak bölgedeki tüm gemileri 'son derece dikkatli' olmaya çağırdı. Birleşmiş Milletler yetkilileriyse, taraflara 'itidal' çağrısı yapmak zorunda kaldı. Çünkü böyle bir ortamda küçük bir kıvılcım, büyük bir yangını tetikleyebilir.
Sonuçlar ve Olası Senaryolar
İsrail Savunma Kuvvetleri, saldırıyı kınadı ve 'gerekli tüm önlemlerin alınacağını' duyurdu. Ancak somut bir misilleme açıklaması gelmedi—en azından şimdilik. Bölge uzmanlarına göre, bu tür olaylar zincirleme bir reaksiyona yol açabilir. Özellikle de İran ile İsrail arasındaki dolaylı çatışmalar, her an yeni bir boyut kazanabilir.
Deniz ticaretiyle uğraşanlar içinse durum hiç iç açıcı değil. Sigorta primleri yeniden fırlayabilir; rotalar değişebilir. Kim bilir, belki de bu tür saldırılar, küresel tedarik zincirlerini bir kez daha vuracak.
Kısacası, Orta Doğu'da barut fıçısı yeniden tutuşmuş olabilir. İnsan ister istemez endişeleniyor: Sırada ne var?
