Washington'dan gelen son dakika açıklamaları, uluslararası arenada yeni bir tartışma başlattı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bir grup gazeteciye verdiği röportajda oldukça sert ifadeler kullandı. "Bu işin çözümü basit değil" diyerek söze başlayan Rubio, aslında her şeyin ortada olduğunu ima ediyordu.
Şimdi şu gerçeği kabul etmemiz lazım: Kiev de Moskova da masada esnek davranmak zorunda. Yoksa bu kanlı savaşın sonu gelmez. Rubio'nun altını çizdiği nokta tam da buydu. Sanki iki taraf da "kazan-kazan" formülünü unutmuş gibiydi.
Diplomasinin İnce Çizgisi
Olayın perde arkasını bilenler, aslında ABD'nin bu açıklamayla neyi hedeflediğini anlıyor. Batılı müttefikler artık bu savaşın uzamasından ciddi şekilde rahatsız. Özellikle enerji krizi ve ekonomik dalgalanmalar, herkesi masaya oturmaya zorluyor.
Peki ya Ukrayna? Onlar toprak bütünlüğünden taviz vermeye hazır mı? Ya da Rusya - kişi başına düşen GSYH'si son 10 yılın en düşük seviyesindeyken - ne kadar dayanabilir? Rubio'nun mesajı aslında her iki tarafa da "Artık yeter!" demekti.
Kritik Soru: Kim Ne Kadar Ödün Verecek?
İşte bütün mesele bu! Diplomatik kaynaklar, şu anda en büyük engelin "taviz korkusu" olduğunu fısıldıyor. Ukrayna toprak kaybetmek istemiyor, Rusya ise prestij kaybı yaşamaktan çekiniyor. Sanki iki taraf da birbirine bakıp "Önce sen adım at" diyor.
Rubio'nun bu açıklamayı yaparken Biden yönetiminin tam desteğini aldığı kesin. Zaten son dönemde ABD'den gelen mesajlar giderek daha netleşiyor. "Savaşın bedelini herkes ödüyor" vurgusu, artık Batı kamuoyunda da yankı buluyor.
Öte yandan, bazı uzmanlar bu açıklamayı "zayıflık işareti" olarak yorumluyor. Rusya'nın elini güçlendirebileceğini iddia edenler de var. Ama Rubio belli ki, "Gerçekçi olalım" diyor. Çünkü savaşın maliyeti sadece askeri değil - ekonomik, siyasi ve insani boyutlarıyla her geçen gün daha ağır hissediliyor.
