
Artık eski dostlukların, karşılıklı bağımlılık retoriğinin zamanı değil. Avrupa ve Rusya arasındaki ilişkiler, Ukrayna'daki savaşın gölgesinde adeta bir buzul çağına girdi. Ve bu soğukluk, sadece siyasi bir soğukluk değil; enerji hatlarından askeri stratejilere kadar her şeyi yeniden yazıyor.
Düşünsenize, birkaç yıl öncesine kadar Almanya'nın göz bebeği Nord Stream 2 boru hattı projesi vardı. Şimdi? O proje derin suların altında, hem fiilen hem de mecazen unutulmaya yüz tutmuş durumda. İşte değişim bu kadar çarpıcı.
Enerji Oyununun Kuralları Tamamen Değişti
Avrupa, Rus doğalgazına olan bağımlılığını azaltmak için neredeyse imkansızı başardı diyebiliriz. LNG terminaleri, alternatif tedarikçiler, yenilenebilir enerjiye hızlı geçiş... Tüm bu hamleler, Moskova'nın en büyük silahı olan enerji kartını büyük ölçüde etkisiz hale getirdi. Rusya'nın ekonomisi ise bu kopuştan derinden etkileniyor – bu bir sır değil.
Peki ya güvenlik? Orada durum daha da vahim.
NATO'nun Yeni Nefesi ve Askeri Gerilim
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, tam aksine NATO'ya adeta ikinci bir hayat verdi. İsveç ve Finlandiya'nın ittifaka katılması, Moskova'nın en kötü kabusuydu ve oldu! Baltık Denizi artık neredeyse bir 'NATO gölü'ne dönüştü. Rusya'nın tepkisi ise tahmin edilebilir: daha fazla askeri yığınak ve tehditkar açıklamalar. Bu kısır döngü, gerilimi daha da tırmandırıyor.
Diplomasi cephesinde ise durum içler acısı. İletişim kanalları neredeyse tamamen donmuş durumda. Müzakerelerden ziyade, birbirini suçlayan açıklamalar havada uçuşuyor. İnsan gerçekten soruyor: Bu ilişki bir daha asla eskisi gibi olabilecek mi? Cevap, maalesef çok net bir 'hayır' gibi görünüyor.
Sonuç olarak, Avrupa ve Rusya arasında bir uçurum var ve bu uçurum her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Enerji, güvenlik, diplomasi... Hiçbir alanda ortak bir zemin kalmadı. Yeni bir Soğuk Savaş mı? Belki de ismi artık değişmiştir, ama gerilim aynı derecede yoğun ve tehlikeli. Gelecek aylar, bu kopuşun kalıcı etkilerini daha net gösterecek.