Ortadoğu'nun kanayan yarası yeniden tepindi adeta. Kassam Tugayları'ndan gelen son açıklama, bölgedeki gerginliği bir kat daha artırdı desek yanlış olmaz. İsrail tarafından kayıp ilan edilen Itay Chen'in -evet, o 19 yaşındaki genç askerin- cenazesini teslim etmeye hazır olduklarını duyurdular. Ama bir koşulla: anlaşmaya sadık kalmak.
Şöyle bir düşününce... Aslında her iki taraf da masaya oturmuşken, bu tür açıklamaların ne anlama geldiğini anlamak zor değil. Kassam sözcüsü, "anlaşma maddelerine riayet edeceklerini" vurgularken, ses tonundaki o kararlılık gerçekten dikkat çekiciydi. Sanki altı çizilesi bir mesaj veriyorlardı dünyaya.
Peki Ya Arkası Yarın?
Ortadoğu denkleminde hiçbir şey göründüğü gibi değildir malumunuz. Kassam'ın bu hamlesi, aslında daha büyük bir stratejinin parçası olabilir mi? Uzmanlara kulak verirseniz, bu tür adımların genellikle diplomatik pazarlıklarda "koz" olarak kullanıldığını söylüyorlar. Ama kim bilir, belki de insani bir jestten ibarettir her şey.
İsrail tarafındaysa durum daha karmaşık. Bir yanda kayıp asker ailelerinin acısı, diğer yanda siyasi dengeler... Chen ailesinin yaşadığı ıstırap ise tarifsiz. Oğullarının cenazesine kavuşmak istemeleri en doğal hakları elbette.
Bölgenin Matem Hali
Şu an Kudüs'te hava ağır. Her iki tarafta da kayıpların yarattığı o bildik hüzün var. İnsan ister istemez düşünüyor: Bu kısır döngü hiç bitmeyecek mi? Cenaze törenleri, şehit haberleri, ardından gelen misillemeler... Ne yazık ki Ortadoğu'nun değişmeyen gerçeği bu.
Kassam'ın açıklamasında dikkat çeken bir diğer nokta da "anlaşmaya bağlı kalma" vurgusuydu. Bu, aslında taraflar arasında halen süren görüşmelerin devam ettiğinin de bir göstergesi sayılabilir. En azından diyalog kanalları tamamen kapanmamış görünüyor.
Velhasıl... Bölgedeki durum hassas. Her an her şey olabilir. Kassam'ın bu adımının nasıl sonuçlanacağını hep birlikte göreceğiz. Umarım bu trajedi, daha büyük bir barışın kapısını aralar. Ama Ortadoğu'da umut etmek bile lüks sayılır bazen.