Putin'den Kritik Açıklama: 'Rusya'nın Kimseye Saldırma Niyeti Yok'
Putin: Rusya'nın Kimseye Saldırma Niyeti Yok

Vladimir Putin -adeta buz kesen bir soğukkanlılıkla- bugünkü ulusa sesleniş konuşmasında dünyanın merakla beklediği o soruya nihayet yanıt verdi. Ve beklenmedik bir tonla.

"Kimseye saldırma niyetimiz yok" dedi, gözlerini doğrudan kameraya dikerek. Sanki odanın içindeymişsiniz hissi veren o tuhaf, samimi ses tonuyla. Rusya'nın -onun tabiriyle- "tamamen farklı hedefleri" olduğunu vurguladı.

Batı'nın Endişelerine Doğrudan Yanıt

Aslında herkes tam tersini bekliyordu. Özellikle de son dönemdeki gerilimler düşünüldüğünde. Ama Putin, Batılı ülkelerin Rusya'nın saldırgan niyetleri olduğuna dair endişelerini "temelsiz" olarak nitelendirdi. Hatta biraz da alaycı bir ifadeyle, "Bizi dinlemiyorlar" diye ekledi.

Peki ya Ukrayna? O konuda da net konuştu: "Komşu ülkemiz Ukrayna'ya yönelik özel askeri operasyonumuzun hedefleri değişmedi." Cümleler kısa, keskin ve düşündürücü.

NATO Genişlemesi: Eski Bir Kaygı

Putin'in konuşmasında en çok dikkat çeken noktalardan biri de NATO'nun doğuya doğru genişlemesine yönelik eleştirileri oldu. Yıllardır dile getirdiği o eski kaygıyı tekrarladı: "Bu durum Rusya'nın güvenlik çıkarlarına yönelik bir tehdit oluşturuyor."

Moskova'nın diplomatik kanalları açık tutmaya devam ettiğini, diyaloğa hazır olduklarını söyledi. Ama bir şartla: "Karşılıklı saygı ve çıkarların dengelenmesi" şartıyla.

Konuşmanın en ilginç kısmı belki de şuydu: Putin, Rusya'nın askeri kapasitesinin savunma amaçlı olduğunu ısrarla vurguladı. "Ülkemizin güvenliğini ve egemenliğini garanti altına almak için gereken her şeyi yapacağız" dedi. Sessiz ama güçlü bir uyarı gibiydi.

Peki Ya Gerçek Niyet?

Bu açıklamalar uluslararası toplum tarafından nasıl karşılanacak? Putin'in sözleri gerçekten bir yumuşama işareti mi, yoksa stratejik bir hamle mi? Uzmanlar -eminim- şu anda bu soruları tartışıyordur.

Bir kesim için bu açıklama rahatlatıcı olabilir. Diğerleri için ise fazla iyimser bir okumaya kapılmamak gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta uluslararası ilişkilerde sözler ve eylemler her zaman paralel ilerlemiyor.

Putin'in bu beklenmedik barış vurgulu mesajı, önümüzdeki günlerde diplomasi koridorlarında yoğun şekilde konuşulacak gibi görünüyor. Belki de yeni bir sayfa açılıyor - kim bilir?