Putin'in Donetsk Ziyareti ABD Basınında Deprem Etkisi Yaratıyor: İşte Şaşırtan Detaylar
Putin'in Donetsk Ziyareti ABD Basınını Karıştırdı

Washington'daki haber odalarını adeta birbirine katan bir gelişme yaşanıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, tam da sıcak çatışmaların devam ettiği Donetsk kentine ani bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu hareket, ABD medyasında beklenmedik şok dalgaları yarattı desem abartmış olmam.

New York Times'ın manşetinden Wall Street Journal'ın ön sayfasına kadar neredeyse tüm büyük gazeteler bu ziyareti "cesur bir hamle" olarak nitelendiriyor. Kimi yorumcular ise bu adımı "tehlikeli bir provokasyon" olarak görüyor - ki haklılar da bence.

Beyaz Saray'ın Sessiz Çığlığı

Olay şu: Putin, Rus televizyonlarına yansıyan görüntülerde Donetsk'teki askerlere kahve ikram ediyor, onlarla sohbet ediyor. Görünüşte sıradan bir lider ziyareti gibi duruyor ama işin arka planı çok daha karmaşık.

Beyaz Saray'dan gelen açıklamalar ise - tahmin edeceğiniz gibi - oldukça temkinli. Resmi sözcüler, "durumu yakından izlediklerini" belirtmekle yetiniyorlar. Fakat kaynaklara yakın isimlerin fısıltıları çok daha farklı bir hikaye anlatıyor.

Bir Dışişleri yetkilisinin, ismini vermeden aktarıyorum, "Bu, uluslararası hukukun açık bir ihlali" dediği duyumları dolaşıyor koridorlarda. Gerçekten de öyle değil mi?

Medyanın İki Yüzlü Oyunu

Amerikan basınının bu konudaki tutumu gerçekten ilginç. Bir yandan Putin'in bu "gösterişli" ziyaretini eleştirirken, diğer yandan görüntüleri sansasyonel bir şekilde yayınlıyorlar. CNN'in canlı yayınında bir analistin dediği gibi: "Bu, hem kınadığımız hem de izlemekten kendimizi alamadığımız bir reality şov gibi."

Fox News ise tamamen farklı bir açıdan yaklaşıyor tabii. Onların sunucusu, "Biden'ın zayıf dış politikasının bir sonucu bu" diye çıkışıyor. Amerikan medyasının kutuplaşması bu konuda da kendini gösteriyor yani.

Peki Ya Türkiye'nin Pozisyonu?

Ankara'dan gelen açıklamalar ise - her zamanki gibi - denge politikası üzerine kurulu. Resmi kaynaklar, "bölgedeki tüm tarafları diyaloğa çağırıyoruz" mesajı veriyor. Fakat bu krizde Türkiye'nin üstleneceği rol gerçekten kritik önem taşıyor.

Ukrayna'ya insani yardım ulaştıran, Rusya ile diyaloğu sürdüren tek NATO ülkesi olarak Türkiye'nin köprü vazifesi her geçen gün daha da değerleniyor. Bu konuda hemfikiriz sanırım.

Sonuç olarak, Putin'in bu hamlesi sadece bir ziyaretten çok daha fazlası. Adeta satranç tahtasında yapılmış ustaca - ya da pervasızca - bir hamle. Ve görünen o ki bu diplomatik kriz daha uzun süre gündemimizde kalacak.