
Rusya'nın diplomasi arenasındaki ağır toplarından Sergey Lavrov, bugün yaptığı açıklamayla adeta Ortadoğu'nun kangren olmuş meselesine parmak bastı. "Bu işin şakası yok" der gibiydi ses tonu. Filistin sorununun artık kangren olduğunu, iki devletli çözümün ise tek mantıklı çıkış yolu olarak kaldığını ifade etti.
Lavrov'un kelimeleri öyle sıradan diplomatik laflar değildi hiç de. Sanki yıllardır süren bu çıkmaz için içi geçe geçe konuşuyordu. "BM kararları ve uluslararası hukuk - bunlar sadece kağıt üstünde kalmasın" der gibiydi adeta.
Diplomasinin Arka Bahçesinde Neler Dönüyor?
Aslında mesele sadece İsrail ve Filistin'den ibaret değil. Lavrov'un altını çizdiği gibi, bölgedeki tüm komşuların da bu sürece dahil olması şart. Mısır, Ürdün, Lübnan... Hepsi bu denklemin bir parçası. Rusya'nın önerdiği formül, herkesi masaya çağırmak üzerine kurulu.
Peki ya Gazze? Orada yaşanan insanlık dramı göz ardı edilemez. Lavrov'un da değindiği gibi, insani yardımların önündeki engeller bir an önce kalkmalı. İnsanlar açlıkla, yoksullukla boğuşurken diplomasi masalarında oyun oynamak ne kadar etik?
Uluslararası Toplum Ne Yapıyor?
BM Güvenlik Konseyi'ndeki son gelişmeler aslında her şeyi anlatıyor. Rusya'nın da içinde bulunduğu çok taraflı diplomatik girişimler, çözüm için umut verici. Ama - her zaman olduğu gibi - iş uygulamaya gelince tıkanıyor.
Lavrov'un şu sözleri oldukça manidardı: "Tek taraflı adımlar çözüm getirmez." Gerçekten de öyle değil mi? Yıllardır süren çatışmalar, her seferinde yeni yaralar açmaktan başka işe yaramadı.
- İki devletli çözüm artık acil bir ihtiyaç
- Bölge ülkelerinin tam katılımı şart
- İnsani kriz derhal çözülmeli
- Uluslararası garantiler hayati önem taşıyor
Sonuç olarak, Rusya'nın bu açıklaması boşuna değil. Ortadoğu'da barış için son şanslardan biri olabilir. Ya bu formül işe yarayacak ya da bölge yeni çatışmalara gebe kalacak. Tercih bizim.