Dünya siyasetinin kırmızı çizgileri bir kez daha gerildi. Donald Trump'ın Ukrayna'ya yönelik 'son tarih' resti, Moskova'dan beklenen sert yanıtı aldı. Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov'un ağzından dökülenler, diplomasi dilinde nadir görülen bir keskinlikteydi.
"Washington'daki bazı çevreler, tarihin hangi tarafında durduklarını unutmuş görünüyor" diye çıkıştı Peskov. Sanki Soğuk Savaş döneminden fırlamış gibi duran bu uyarı, Trump'ın '24 saat' ültimatomuna göndermeydi. Rus yetkilinin parmak bastığı nokta ise tüyleri diken diken edecek cinsten: "1945'te Berlin'de yaşananları hatırlatmak isteriz."
Nükleer Diplomasinin Gölgesinde
Ortada bir blöf mü var yoksa gerçek bir tehdit mi? Uzmanlar, Moskova'nın bu üslubunu 'stratejik belirsizlik' olarak yorumluyor. Ancak şu kadarını söyleyelim - Rus medyasında nükleer silah kapasitelerine dair 'hatırlatıcı' yayınlar arttı son günlerde.
Trump'ın 'Uykucu Joe' lakaplı Biden yönetimini eleştiren açıklamaları ise Rus yetkililerin dilinde bambaşka bir anlam kazanmış durumda. "Eski başkanın bu söylemleri, bölgedeki kırılgan dengeleri altüst edebilir" diyor St. Petersburg Üniversitesi'nden Prof. Ivanov. Sanki bir uçurumun kenarında dans eder gibi yürütülen bu diplomatik satranç, küresel güvenlik açısından endişe verici boyutlara ulaştı.
Washington-Moskova Hattında Gerilim Artıyor
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen 'ölçülü' açıklamalar, Rusya'nın bu çıkışı karşısında yetersiz kaldı. Beyaz Saray'ın 'dezenformasyon' vurgusu ise krizi daha da derinleştirmekten başka işe yaramadı. Ortadoğu uzmanı Dr. Petrov'a göre, "Bu tür restleşmeler genellikle beklenmedik sonuçlar doğurur."
Peki ya Ukrayna? Kiev yönetimi şimdilik sessizliğini koruyor. Ancak sınır bölgelerindeki askeri hareketlilik, endişeleri artırıyor. Belki de en çarpıcı detay, Rus devlet kanallarında dönen 'tarihi zafer' vurguları... Tıpkı 2014'te Kırım'da olduğu gibi.
