
Dünya siyaset sahnesinin en renkli ve en tahmin edilemez isimlerinden Donald Trump yine gündemi salladı. Bu seferki konu? Hepimizin yakından takip ettiği o kanlı Rusya-Ukrayna savaşı.
Eski Başkan, New Hampshire'da düzenlenen bir mitingde kendine has üslubuyla önemli mesajlar verdi. Dinleyicilere seslenirken, "Göreve başlar başlamaz -ki bu çok yakında olacak- bu korkunç savaşı ve vahşeti durduracağım" dedi. İddialı mı? Kesinlikle. Ama Trump'tan beklenen bir ton.
Beklenen Açıklama ve Diplomatik Deprem
Aslında olay şu: Trump, eğer yeniden başkan seçilirse -ki anketlerde fena gitmiyor- Kiev ve Moskova'yı masaya oturtacağını iddia ediyor. Hem de çok kısa bir süre içinde. "İki tarafı da bir odada toplayacağım" diyor ve ekliyor: "Ve onlara 'anlaşmanız lazım' diyeceğim." Basit mi? Belki. Ama bazen en karmaşık sorunların çözümü basit adımlarda gizlidir.
Peki ya detaylar? Trump'ın açıklamalarında her zamanki gibi bolca gürültü var ama az miktarda somut plan da yok değil. Ukrayna'ya yapılan askeri yardımları durdurma ihtimalinden bile bahsetti ki bu, Avrupa diplomasisinde şimdiden tartışma konusu oldu.
Avrupa'nın Endişeli Bakışları ve Trump Etkisi
Trump'ın bu açıklamaları, özellikle Avrupa başkentlerinde nasıl karşılandı dersiniz? Tahmin edebileceğiniz gibi pek de sıcak değil. Birçok Avrupa lideri, Trump'ın NATO'ya ve transatlantik ilişkilere yaklaşımı konusunda zaten tedirgin. Şimdi bir de Ukrayna konusundaki bu tek taraflı söylemler işleri iyice karıştırabilir.
Ancak şunu unutmamak lazım: Trump'ın seçmen kitlesi bu tarz doğrudan ve dış politika establishment'ını rahatsız eden açıklamalara bayılıyor. "Amerika First" (Önce Amerika) sloganı hala birçok seçmenin kalbinde özel bir yere sahip.
Kısacası, önümüzdeki iki hafta sadece Trump'ın adaylık yarışı için değil, aynı zamanda küresel diplomasinin geleceği için de kritik önem taşıyacak gibi görünüyor. Trump'ın dediği gibi: "İki hafta içinde göreceğiz." Gerçekten de göreceğiz.