Dünya siyasetinin en renkli ve en tahmin edilemez isimlerinden Donald Trump, yine gündemi sallayan bir iddiayı gündeme getirdi. FOX News'a konuşan eski Başkan, Ukrayna'daki savaşın çoktan bir toprak mücadelesi olmaktan çıktığını, yerini kişisel bir kapışmaya bıraktığını söyledi. Bu, onun tipik olarak dobra dobra üslubuydu, ama acaba gerçeklik payı var mı?
Trump'a göre işin özü şu: Artık olaylar, Vladimir Putin ile Volodymyr Zelensky arasındaki bir ego savaşına dönüşmüş durumda. İki liderin karşılıklı restleşmeleri ve taviz vermez tutumları, barış umutlarını her geçen gün biraz daha zorlaştırıyor. Trump'ın bu yorumu, savaşın dinamiklerine dair bildiğimiz her şeyi sorgulamamıza neden oluyor.
Peki Ya Biden'ın Rolü?
Trump, açıklamalarında mevcut Başkan Joe Biden'ı da hedef almaktan geri durmadı. Ona göre Biden yönetimi, duruma müdahale etmekte yetersiz kalmış ve hatta belki de işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmişti. "Ben olsaydım" havasındaki bu eleştiriler, Trump'ın 2024 seçimleri öncesinde dış politikayı tekrar ana gündem maddesi yapma çabasının bir parçası gibi görünüyor.
Aslında bu iddialar tamamen yeni sayılmaz. Savaşın başından beri analistler, çatışmanın arka planında yatan kişisel husumetlere ve tarihi nefretlere dikkat çekiyor. Fakat Trump'ın bu kadar net ve pervasızca dile getirmesi, konuyu yeniden alevlendirdi.
Savaşın Seyri Değişir mi?
Peki, Trump haklı olabilir mi? Savaş gerçekten de iki liderin kişisel hırsları yüzünden mi sürüyor? Cevap karmaşık. Bir yanda Putin'in Sovyet sonrası alanda nüfuz kurma arzusu, diğer yanda Zelensky'nin ülkesinin bağımsızlığı için verdiği destansı mücadele var. İkisinin çarpışması kaçınılmazdı belki de. Ama işin içine kişisel kinler girince, müzakere masasına oturmak neredeyse imkansızlaşıyor.
Trump'ın bu çıkışı, uluslararası ilişkilerde diplomasinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlattı. Liderlerin karakteri ve birbirleriyle olan ilişkileri, koca bir ülkenin kaderini belirleyebiliyor. Ukrayna'da yaşanan trajedi de bunun en acı örneği.
Sonuç olarak, Trump'ın sözleri abartılı gelse de, tamamen yabana atılır cinsten değil. Savaşın bir boyutu kesinlikle kişiselleşmiş durumda. Ve maalesef, bu durum barış için hiç de iyiye işaret sayılmaz.
