Dünya siyaset sahnesi yine hareketli. Eski ABD Başkanı Donald Trump'tan, Rusya lideri Vladimir Putin'e oldukça sert bir mesaj geldi. Trump'ın önerisi basit ama etkili: Ateşkes imzala, yoksa Rus ekonomisi tarihin en ağır yaptırımlarıyla sarsılacak.
Peki bu teklifin arka planında ne var? Trump, iktidara yeniden gelirse - ki anketler bunu gösteriyor - ilk iş olarak Ukrayna'daki savaşı bitirmek için kolları sıvayacak. Planı, her iki tarafı da masaya oturtmak. Fakat burada kritik bir detans var: Putin, Trump'ın bu çağrısını duvar gibi reddederse, Rusya'nın ekonomik anlamda çok zor günler geçireceği aşikar.
Ekonomik Yaptırımlar Devreye Girecek
Trump'ın ekibi, Putin ateşkese yanaşmazsa devreye sokulacak yaptırım paketleri üzerinde şimdiden çalışmaya başlamış durumda. Bu paketlerin içeriğiyle ilgili kesin detaylar verilmese de, Rusya'nın küresel finans sisteminden daha da izole edilmesi, enerji sektörüne yönelik ek kısıtlamalar ve belirli kişiler üzerindeki baskıların artırılması gündemde.
Trump'ın danışmanlarından biri, ismini vermeden yaptığı açıklamada, "Rusya'nın bu savaştan karlı çıkmasına asla izin vermeyeceğiz" diyor. Yani mesaj net: Ya müzakere masası, ya da ekonomik çöküş.
Putin'in Yanıtı Bekleniyor
Moskova'dan ise şu ana kadar resmi bir yanıt gelmiş değil. Kremlin sözcüleri, Trump'ın açıklamalarına ilişkin "spekülasyon yapmayacaklarını" belirtiyorlar. Fakat diplomasi koridorlarında dolaşan söylentilere göre, Putin bu teklife oldukça temkinli yaklaşıyor. Ukrayna'daki kazanımlarından vazgeçmek istemeyeceği aşikar, ancak ekonomik yaptırımların boyutu da hafife alınacak gibi değil.
Rus rublesi son aylarda zaten oldukça volatil bir seyir izliyor. Ek yaptırımlar, ülke ekonomisini derinden sarsabilir. Yatırımcıların gözü kulağı bu gelişmelerde... Bir yanlış hamle, her şeyi değiştirebilir.
Öte yandan, Trump'ın bu hamlesi, Batılı müttefikler arasında da hem destek buluyor hem de eleştiri alıyor. Kimileri, barış için atılmış pragmatik bir adım olarak görürken, kimileri ise Putin ile doğrudan pazarlık yapmanın risklerine dikkat çekiyor.
Kısacası, uluslararası diplomasinin geleceği için kritik bir dönemden geçiyoruz. Trump'ın resti, Putin'in hamlesi ve Ukrayna'nın geleceği... Hepsi birbirine bağlı. Sonucu hep birlikte göreceğiz.
