Polonya'nın tecrübeli Başbakanı Donald Tusk, bugünkü açıklamalarıyla adeta bomba etkisi yarattı. Sanki uzun süredir içinde birikenleri dışa vururcasına konuştu ve mesajı netti: "Bu sadece Ukrayna'nın savaşı değil, aynı zamanda bizim savaşımız."
Öyle ya, Tusk'ın bu sözleri boşuna değil. Adam neredeyse bütün siyasi kariyerini Avrupa entegrasyonu üzerine inşa etmiş biri. Şimdi ise tarihi bir dönüm noktasında, Avrupa'nın geleceğinin Kiev'de şekillendiğini düşünüyor.
Avrupa'nın Kaderi Kiev'de Yazılıyor
Tusk'ın konuşmasındaki o samimi ton -insanı gerçekten düşündürüyor- Avrupa'nın güvenlik mimarisinin temellerinin sarsıldığını hissettiriyor. "Ukrayna savaşıyor ama aslında hepimiz için savaşıyor" derken, sesindeki o ciddiyet her şeyi anlatıyordu.
Polonya'nın bu konudaki pozisyonu gerçekten dikkat çekici. Doğu sınırlarında devam eden bu çatışma, Varşova için sadece komşu bir ülkenin problemi değil. Hayır, çok daha fazlası. Adeta varoluşsal bir tehdit.
Soğuk Savaş Rüzgarları mı Esiyor?
Tusk'ın açıklamalarını dinlerken -bana kalırsa- Soğuk Savaş dönemini anımsatan bir hava var. Ama bu sefer kurallar farklı. Sınırlar daha belirsiz, tehditler daha karmaşık.
Polonya Başbakanı'nın sözlerindeki o aciliyet duygusu, Avrupa'nın doğusundaki gerilimin ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Sanki "Biz bunu daha önce gördük, aynı hataları tekrarlamayalım" diyor gibi.
Ve şunu da eklemek lazım: Tusk'ın bu çıkışı, Polonya'nın bölgesel güvenlik konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Komşusuna verdiği destek sadece sözde kalmıyor, somut adımlarla destekleniyor.
