
Washington'dan gelen son dakika haberleri, Ortadoğu'yu yeniden karıştırabilecek türden. Amerikan istihbarat birimleri, gerçekten de, oldukça hassas bir konuyu masaya yatırıyorlar. İsrail'in, Katar'ın başkenti Doha'da bulunan Hamas'ın siyasi lideri İsmail Heniye'ye yönelik bir suikast planının arkasında olup olmadığını araştırıyorlar. Bu, sıradan bir iddia değil; bölgesel dengeleri altüst edebilecek ağırlıkta bir itham.
Olayın detayları? Hayli karmaşık. Bildiğiniz gibi, İsrail ile Hamas arasındaki savaş sadece Gazze sınırları içinde kalmıyor, görünüşe göre. Uluslararası arenaya da sıçramış durumda. Amerikalı yetkililer –kimse açıkça konuşmak istemese de– İsrailli meslektaşlarının böyle bir operasyonu tartışmış olabileceklerine dair bilgileri doğruluyorlar. Fakat işin asıl can alıcı noktası: Heniye'ye yönelik herhangi bir fiziki saldırının ABD yönetiminin önceden bilgisi ve onayı olmadan asla gerçekleşmeyeceği yönündeki kesin uyarı. Washington'dan gelen bu net mesaj, belki de büyük bir krizi şimdilik önlemiş olabilir.
İsrail'in Cevabı Ne Oldu?
Tabii ki İsrail tarafından gelen yanıtlar, her zamanki gibi diplomatik bir dil kullanıyor. İsrailli yetkililer, 'bu türden operasyonlar için yabancı bir ülkeye ihtiyaç duyulduğunda mutlaka istişarede bulunulduğunu' söylüyorlar. Ancak, özellikle de Katar özelinde somut bir operasyon planı için resmi bir onay istediklerine dair herhangi bir teyit vermekten kaçınıyorlar. Kulağa, klasik bir 'ne doğrulama ne de yalanlama' politikası gibi geliyor, değil mi?
Bu arada Katar –ki kendisi Hamas liderlerine ev sahipliği yapmakla sık sık eleştiriliyor– konuya dair herhangi bir resmi açıklama yapmaktan imtina ediyor. Fakat böylesine bir suikast girişimi planının varlığı, zaten gergin olan bölge diplomasisini bir kez daha ateşe atmış durumda. Doha'daki hava nasıl? Tahmin edersiniz ki bir hayli gergin.
Peki Ya Sonrası? Tansiyon Düşer mi?
Kimseye sürpriz olmayan bir gerçek var: ABD, İsrail'in en büyük müttefiki olmayı sürdürüyor. Fakat Biden yönetimi, özellikle de Gazze'deki sivil kayıplar ve operasyonların yayılma riski konusunda Netanyahu hükümetine karşı giderek daha eleştirel bir dil benimsiyor. Bu son suikast planı iddiası, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sınav olarak kayıtlara geçti. Amerikan kongresinden bazı isimler, olayı 'kabul edilemez' ve 'son derece pervasız' bir hamle olarak nitelendirirken, İsrail yanlısı lobi grupları ise temkinli davranmayı tercih ediyor.
Sonuç olarak, Ortadoğu'nun bu en hareketli coğrafyasında yeni bir gerilim hattı daha ortaya çıkmış oldu. İsrail-Hamas savaşı, sınırları aşarak uluslararası ilişkileri ve istihbarat savaşlarını da içine çekiyor. ABD'nin buradaki rolü ise, bir koruyucu mu yoksa bir fren mi olduğu, önümüzdeki günlerde daha net anlaşılacak. Şimdilik herkes bir sonraki hamleyi bekliyor.