Dünyanın gözü önünde devam eden bu trajedi, artık kelimelerle ifade edilemeyecek bir boyuta ulaştı. ABD'den gelen bir sağlık çalışanı, Gazze'de tanık olduklarını anlatırken sesi titriyor adeta. "Gördüklerim, rüyalarıma bile girecek türden değil" diyor.
Ortadoğu'nun bu küçük toprak parçasında yaşananlar, insanlık tarihinin kara lekelerinden biri olarak kayıtlara geçecek gibi görünüyor. Hastanelerin çöktüğü, çocukların en temel ilaçlara bile ulaşamadığı bir distopya bu.
Bir Hemşirenin Çığlığı
"Daha önce savaş bölgelerinde çalıştım ama hiçbiri böyle değildi" diye ekliyor deneyimli sağlıkçı. Elleriyle anlatıyor adeta: "Bir günde onlarca çocuğun hayatını kaybettiğine tanık oldum. Ne ekipman var ne de yeterli personel."
Durum o kadar vahim ki, bazı sağlık çalışanlarının ameliyatları cep telefonu feneri ışığında yaptığı bile söyleniyor. Elektrik kesintileri, su kıtlığı ve ilaç yokluğu - hepsi bir arada adeta kıyamet senaryosu gibi.
Uluslararası Toplum Nerede?
Peki ya uluslararası toplum? Diplomatik koridorlarda yankılanan boş sözler dışında somut bir adım gözükmüyor. Hemşirenin dediği gibi: "Burada her gün ölen insanlar için kimse bir şey yapmıyor. Sanki onlar görünmez varlıklar."
Birleşmiş Milletler verilerine göre, çatışmaların başlamasından bu yana binlerce sivil hayatını kaybetti. Rakamlar soğuk geliyor kulağa, ama her birinin arkasında yok olan bir dünya var aslında.
İnsanlık Sınavı
Belki de hepimiz için bir ayna bu yaşananlar. Modern dünyanın teknolojik harikaları arasında, temel insani değerleri nasıl da unuttuğumuzun kanıtı. Hemşirenin sözleriyle bitirelim: "Eğer buraya gelselerdi, bir dakika bile dayanamazlardı. Ama kimse gelmiyor."
