Dünya sahnesinde kanın hiç durmadığı bir coğrafyadan yine yürekleri dağlayan haberler geliyor. AK Parti Genel Başkanvekili Erkan Aydın, İsrail'in son dönemdeki saldırılarına dair kelimenin tam anlamıyla çıkıştı. Öyle ki, bu tepki sıradan bir diplomatik notanın çok ötesinde, adeta yüreğinden kopup gelen bir haykırıştı.
"İsrail'in bu son hamleleri" diyor Aydın, "sadece geçici bir öfke patlaması değil, kökleri derinlerde olan sistematik bir zihniyetin yansıması. Katliam odaklı bu anlayış, uluslararası hukuku hiçe sayarak insanlık onurunu ayaklar altına alıyor."
Uluslararası Toplum Nerede?
Aslında şu soruyu sormadan edemiyor insan: Dünya bu zulmü seyretmekle mi yükümlü? Aydın'ın da altını çizdiği gibi, uluslararası toplumun sessizliği neredeyse suça ortaklık derecesinde. Oysa insan hakları denince herkesin dilinde büyük laflar...
Şu an Ortadoğu'da olup bitenler -ve maalesef olmaya devam edenler- insanlık tarihinin kara lekesi olarak kalacak. Sivillerin, çocukların, masumların hedef alındığı bu saldırılar, savaş hukukunun değil, vahşetin ta kendisi.
Türkiye'nin Duruşu Net
Türkiye'nin bu konudaki pozisyonu ise tereddüte yer bırakmayacak kadar net. Erkan Aydın'ın sözleri aslında bir anlamda Türk dış politikasının da yansıması: "Biz her zaman mazlumun yanında, zalimin karşısında durduk. Bu prensipten asla taviz vermeyeceğiz."
Peki ya sonuç? Diplomasi masalarında alınan kararlar, yayınlanan bildiriler... Bazen hepsi boşlukta kaybolup giden sözcükler yığını gibi gelmiyor değil insana. Ama yine de umudu korumak, mücadeleyi sürdürmek zorundayız.
Belki de en çarpıcı olanı, Aydın'ın "Bu zihniyet değişmedikçe bölgede kalıcı barışın hayal olduğu" tespiti. Doğru söze ne denir ki? Tarih tekerrürden ibaret derler ya, Ortadoğu'da bu sözün ne kadar acı bir şekilde doğrulandığını görüyoruz.
Son söz yerine: İnsanlık adına, barış adına, adalet adına... Bu zulüm bitsin artık. Dünya büyük, herkese yetecek kadar toprak var aslında. Yeter ki kin, nefret ve öfke yerine sevgi, hoşgörü ve diyalog hakim olsun.
