
Suriye'nin kalbi Şam, bugün sabah saatlerinde duyulan korkunç seslerle sarsıldı. Ardı ardına gelen patlamalar, kentin adeta nefesini kesti. Olay yerinden gelen ilk görüntüler—insanın içini acıtan cinsten—kaos ve yıkım manzaralarını gözler önüne seriyor.
Bombalar neredeyse? Yetkililer—her zamanki gibi—söylemekten kaçınsa da, gözlemciler patlamaların kentin belirli noktalarında eş zamanlı olarak gerçekleştirildiğini düşünüyor. Zamanlama mükemmel—yani, dehşet verici derecede planlı.
İnsanlık Dramı: Sokaklar Kan Gölü
Sokaklar... Ah, o sokaklar. Bir zamanlar hayat dolu olan caddeler, şimdiyse paramparça olmuş cesetler ve çığlık atan insanlarla dolu. Kaç kişi öldü? Kimse kesin bir sayı veremiyor—belki de vermek istemiyor. Yaralı sayısıysa yüzleri buldu; hastaneler acil servis koridorlarına taşmış durumda.
Ve tabii—bir kez daha—sıradan insanlar, siyasi oyunların kurbanı oldu. Neden? Niye? Bu sorular havada asılı kalıyor.
Kim, Neden Yaptı?
Şam'da son dönemde nispeten sakin olan hava, bu saldırıyla bir anda gerildi. Hiçbir örgüt henüz üstlenmedi—şaşırtıcı değil mi?—ama herkesin bir fikri var. Kimi iç hesaplaşma diyor, kimi dış müdahale.
Suriye'deki güç dengeleri zaten hassasken, böyle bir olayın etkileri sadece Şam'la sınırlı kalmayacak. Bölge ülkeleri—ve tabii dünya—gözlerini bir kez daha bu kanayan yaraya çevirmiş durumda.
Patlamaların hedefi neydi? Askeri bir nokta mı, sivil bir alan mı? Resmi açıklamalar bekleniyor—ama onlara ne kadar güvenilebilir, o da ayrı bir mesele.
Bir de şu var: Bu, bir başlangıç mı yoksa tek bir izole olay mı? Cevabı zaman gösterecek—ama Suriye'de zaman, en acımasız öğretmen.