
Ekranların deneyimli ismi, o gün her zamanki gibi haberleri sunuyordu. Ta ki stüdyonun camlarından gelen o çığlık sesine kadar. İsrail'in saldırısı, aniden her şeyi alt üst etmişti.
"Sanki zaman durdu," diyor spiker, gözlerindeki şaşkınlık hâlâ taze. "Ekranlara bakarken ellerimin titrediğini fark ettim. Ama devam etmeliydim."
Kameranın Önünde Donup Kaldı
Patlamaların sesi stüdyoyu sarsarken, profesyonellikle panik arasında gidip geldiğini itiraf ediyor. "Seyircilere sakin kalmalarını söylüyordum ama içimde bir fırtına kopuyordu."
O anları anlatırken ses tonundaki o küçük titreme, yaşadığı travmayı ele veriyor. Belki de meslek hayatının en zor anlarıydı bunlar.
"Sanki Bir Kabusun İçindeydim"
Stüdyodaki ekibin nasıl bir anda donup kaldığını anlatırken, "Herkes birbirine bakıyordu. Ne yapacağımızı bilemedik," diye ekliyor. O anki çaresizliği, kelimelerin ötesine geçiyor.
Televizyon tarihinin belki de en gerçek anlarıydı bunlar. Haberi sunan kişinin kendisi bile haberin bir parçası olmuştu.
Sonrasında yaşadığı o duygusal çöküntüyü ise "Eve gidip saatlerce ağladım" sözleriyle özetliyor. Kim bilir, belki de hepimizin yapacağı şeydi bu.