
Telefonun ekranında Cumhurbaşkanı'nın ismini görmek... Kim için sıradan bir andı ki? Ama o an, bir şehit eşinin hayatındaki en dokunaklı sahnelerden birine dönüştü. Ve o kadın—adeta yüreğindeki fırtınayı dindirmişçesine—terörsüz bir Türkiye yolundaki kararlılığını tüm samimiyetiyle dile getirdi.
Şimdi düşünün: Vatan uğruna canını feda eden bir eş... Geride kalan acılı bir hayat... Ve tam da bu noktada devletin en üst makamından gelen o telefon. İnsanın tüylerini diken diken eden bir dayanışma örneği değil mi sizce de?
Bir Telefon Konuşmasının Ardındaki Derin Anlam
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şehit eşiyle yaptığı görüşme, aslında tipik bir nezaket ziyaretinden çok daha fazlasını temsil ediyor. Bu—devlet ile millet arasındaki o görünmez bağın—somutlaşmış haliydi adeta. Şehit eşinin ifadeleriyse, kelimenin tam anlamıyla yürek burkan cinstendi.
"Terörsüz bir Türkiye sürecini bütün kalbimle destekliyorum" derken, aslında sadece kişisel bir görüş belirtmiyordu. O, binlerce şehit ailesinin sessiz çığlığını da dile getiriyordu. Belki de farkında olmadan, tarihe not düşüyordu.
Acının Siyaset Üstü Dili
Kim derdi ki bir telefon konuşması, ulusal birliğin bu denli güçlü bir mesajına dönüşecek? İşte tam da bu noktada, şehit eşinin sözleri—acının evrensel dilinde—herkese sesleniyor:
- Terörle mücadeleden asla taviz verilmemeli
- Şehitlerimizin kanları yerde kalmamalı
- Milli birlik ve beraberlik en büyük gücümüz
Ve en önemlisi—sanki içindeki yangını kelimelere döküyormuşçasına—vurguladığı o kritik destek: Terörsüz bir Türkiye hayali...
Sonuç Yerine: Yüreklerdeki Yara ve Umut
Bazen—sessiz sedasız—tarih yazılır. Kimi zaman bir telefon görüşmesiyle, kimi zaman bir şehit eşinin gözyaşları arasındaki o cesur sözlerle. Bu haber, işte o nadir anlardan birine tanıklık ediyor.
Terör belasına karşı verilen mücadele—elbette—sadece siyasi bir meseleden ibaret değil. Bu, yüreklerdeki yarayı sarmakla ilgili. Ve şehit eşinin sözleri, tam da bu yaraya parmak basıyor: "Terörsüz bir Türkiye"—hem bir dilek, hem de bir gerçeklik olmalı artık.
Acılar unutulur mu? Belki hayır. Ama bu topraklar—şehitlerimizin aziz hatırası sayesinde—terör belasından ebediyen kurtulacak. İnanmak istediğimiz bu en azından.