Telefonun diğer ucundaki ses titriyordu. Belki de yüreğindeki acıyı saklayamamanın verdiği bir titremeydi bu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehit düşen bir evladın ailesiyle konuşurken kelimeler özenle seçiliyordu. "Bu milletin başı sağ olsun" diye başladı söze, ardından ekledi: "Evladınız vatan uğruna canını feda etti. Onun hatırası hepimizin yüreğinde yaşayacak."
Görüşme sırasında terörle mücadelede son durumu da değerlendiren Erdoğan, "Artık terör örgütleri sindirilmiştir" ifadesini kullandı. Sanki bir dönemin kapanışını müjdeliyordu. Ancak bu, mücadelenin bittiği anlamına gelmiyor elbette. Aksine, daha güçlü bir kararlılıkla devam edileceğinin altını çizdi.
Şehit Ailelerinin Yarasına Merhem Olmak
Şehit aileleriyle yapılan bu tür görüşmeler sadece bir nezaket göstergesi değil. Devletin şefkat elini uzatması, yaraları sarmaya çalışması demek. Erdoğan'ın samimi üslubu, ailenin acısını paylaşırken aynı zamanda onlara güç vermeyi de amaçlıyordu.
"Sizin evladınız bizim evladımızdır" sözleri, boş bir teselli değil. Devletin şehit ailelerine olan vefasının somut bir ifadesi. Bu görüşmelerde hep aynı duygu yoğunluğu yaşanıyor - hem hüzün hem de gurur karışımı tuhaf bir his.
Terörle Mücadelede Son Durum
Konuşmanın en dikkat çekici kısmı ise terörle mücadelede elde edilen başarıların vurgulanmasıydı. "Sindirildi" kelimesi özellikle seçilmiş gibiydi. Terör örgütlerinin artık eski gücünde olmadığını, köşeye sıkıştırıldığını anlatıyordu adeta.
Ancak burada bir parantez açmak gerek: Terörle mücadele bitmiş değil. Aksine, her zafer yeni bir sorumluluk getiriyor. Nöbet değişimi gibi bir şey bu - bir tehdit bertaraf edilirken, yeni tedbirler alınması gerekiyor.
Görüşmenin sonunda Cumhurbaşkanı'nın aileye verdiği destek sözleri, devlet-millet bütünleşmesinin en güzel örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı. Şehitler unutulmayacak, mücadele kararlılıkla sürecek mesajı netti.
