
Dünya yine kan deryasında. İsrail'in Gazze'deki son saldırısı, insanlık adına yüz karası bir tabloyu daha gözler önüne serdi. Adeta bir kabusa dönüşen bu olayda, masum sivillerin sığındığı çadırlar hedef alındı. İnanılır gibi değil!
Mülteci kamplarındaki çadırlar... İnsanların son kalesi, evlerinden olmuş yüzlerce ailenin tek barınağı. İsrail ordusu, işte bu çadırları havaya uçurdu. Resmen bir katliam yaşandı orada. Onlarca ölü, yaralı sayısı ise hâlâ net değil. Acı, sadece rakamlardan ibaret değil elbette; her bir sayının ardında parçalanmış hayatlar var.
Bombaların düştüğü anları yaşayanlar anlatıyor: "Gök yarıldı sandık, her yer ceset ve enkaz oldu." Bir baba, iki çocuğunu kaybetmiş. Bir anne, enkaz altından çıkarılan bebeğinin cansız bedenine sarılmış. Bu görüntüler, modern dünyanın utanç vesikası aslında.
Uluslararası Tepkiler ve Sessizlik Çığlığı
Dünya kamuoyu yine ikiye bölündü. Kimi devletler bu vahşeti kınarken, kimi ülkeler sessizliğini koruyor. BM yetkilileri "korkunç" olarak nitelendirdiği bu saldırıyı soruşturma sözü verdi ama -biliyoruz- bu sözler genelde kâğıt üstünde kalıyor.
Türkiye'den ise sert tepki yükseldi. Dışişleri Bakanlığı, İsrail'e insanlık dışı eylemlerini durdurma çağrısı yaptı. Peki, bu çağrılar ne kadar işe yarar? Orası meçhul. Bölgedeki savaş makinesi durmak bilmiyor ne yazık ki.
Gazze'de yaşananlar, artık sıradan bir haber olmaktan çıktı. İnsanlık onurunun ayaklar altına alındığı, uluslararası hukukun çiğnendiği bir trajedi bu. Dünya, bu görüntülere alıştı mı acaba? Alıştıysa, bu daha büyük bir trajedi aslında.
Ortadoğu'da kan durmak bilmiyor. Siviller, her seferinde en ağır bedeli ödüyor. Bu son saldırı, savaşın kuralsızlaştığının en acı kanıtı. İnsanlık, bu utancın altında eziliyor.