
Dünya, gözlerini bir kez daha kan gölüne dönen Gazze'ye çevirdi. Ve bu seferki manzara, öncekileri bile gölgede bırakacak kadar vahşi. İsrail ordusunun son hamleleri, artık ‘operasyon’ kelimesiyle bile açıklanamayacak bir boyuta ulaştı desek yanlış olmaz.
Düşünün: İnsanların can havliyle sığındıkları geçici barınaklar, bir anda alevler içinde kalıyor. Onlarca ailenin yaşam mücadelesi verdiği binalar, göz açıp kapayıncaya kadar toz bulutuna dönüşüyor. Bu, bir savaş değil; adeta bir yıkım senaryosu.
Dehşet Görüntüleri: Alevler ve Toz Bulutları
Yerel kaynakların ve uluslararası kuruluşların aktardıkları, tüyleri diken diken ediyor. Rafah bölgesinde, binlerce kişinin evsiz kaldıktan sonra sığındığı çadır kentler hedef alınıyor. Kimi zaman topçu ateşi, kimi zaman ise insansız hava araçlarıyla gelen saldırılar… Ortalık tam bir cehenneme dönmüş durumda.
Bir tanığın dediği gibi, “Nereye kaçacağımızı bilemiyoruz. Evimiz yok, kampımız yok. Geriye ne kaldı?” Bu çaresizlik çığlığı, belki de yaşananları özetliyor.
Uluslararası Tepkiler Yükseliyor
Elbette bu görüntüler dünya kamuoyunda da büyük bir infiale yol açtı. Birleşmiş Milletler yetkilileri, “Bu kadarının da fazlası” der gibi… İnsan hakları örgütleri, yaşananları ‘açık bir savaş suçu’ olarak nitelendirip acilen uluslararası müdahale çağrısı yapıyor.
Ancak diplomasi masasında işler her zamanki gibi yavaş ilerlerken, Gazze'deki ateş her geçen dakika daha da harlanıyor. Tansiyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, bir sonraki hamle ne olacak? Hepimiz endişeyle izliyoruz.
Sonuç olarak, Ortadoğu’nun kanayan yarası yine kanamaya devam ediyor. İnsanlık, bir kez daha sahneden utançla ayrılırken, sıradan insanların çektiği acılar ise katlanarak artıyor. Bu kısır döngüden bir çıkış yolu bulunabilecek mi? Cevabı maalesef hiçbirimiz bilmiyoruz.