Gazze Şeridi'nde yaşananlar, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından birini yazmaya devam ediyor. Öyle ki, rakamlar artık sayılamayacak kadar kabarık - 60 bin 933 can, bir anda buharlaşıp gitti. Kimi bebek, kimi yaşlı, kimi de hayatının baharındaki gençler...
Bölgeden gelen son veriler, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Her geçen gün biraz daha derinleşen bu insani dram, uluslararası toplumun gözü önünde cereyan ediyor. Peki, dünya bu trajediye neden sessiz?
Rakamların Ardındaki Gerçekler
60 bin 933 - bu sayı sadece bir istatistik değil. Her biri bir hikaye, her biri yarım kalan hayalleri temsil ediyor. Hastanelerin kapasitesinin çok üzerinde yaralı akını var. Doktorlar, imkânsızlıklar içinde mucizeler yaratmaya çalışıyor ama... yetmiyor.
Şu an Gazze'de:
- Her 10 dakikada bir çocuk hayatını kaybediyor
- Temiz suya erişim neredeyse yok denecek kadar az
- Elektrik kesintileri nedeniyle hastaneler jeneratörlerle ayakta durmaya çalışıyor
Uluslararası Toplum Nerede?
BM yetkilileri 'endişeli' olduklarını belirtiyor - evet, sadece endişeli! Oysa bu trajedi karşısında somut adımlar atılmadığı ortada. Diplomatik koridorlarda dönen pazarlıklar, insan hayatından daha değerli görünüyor ne yazık ki.
Birleşmiş Milletler'in son açıklamasına göre, bölgedeki insani yardımların artırılması gerekiyor. Ancak bu çağrılar, fiiliyata dönüşmekte zorlanıyor. Belki de bazı ülkeler için Gazze, stratejik hesapların gölgesinde kalmış bir istatistikten ibaret.
Yaralar Sarılabilir mi?
Psikologlar, Gazze'de yaşayan çocukların %85'inin travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını belirtiyor. Bu nesil, savaşın izlerini ömür boyu taşıyacak. Ve bizler, bu acıyı rakamlara indirgemeye devam ediyoruz.
Belki de artık rakamları konuşmayı bırakıp, her bir canın değerini hatırlamanın zamanı geldi. 60 bin 933 - bu sadece bir başlangıç mı yoksa insanlığın son uyanış çağrısı mı? Cevap, hepimizin vicdanında...
