Gazze'deki durum her geçen gün daha da içler acısı bir hal alıyor. Son 24 saatte yaşanan çatışmalarda 39 masum insan daha hayatını kaybetti. Bu acımasız artışla birlikte toplam can kaybı 61 bin 369'a yükseldi. Rakamlar soğuk, ama gerçekler yürek yakıyor.
Bölgedeki sağlık yetkilileri, yaralı sayısının da hızla arttığını belirtiyor. Hastanelerin kapasitesi çoktan aşılmış durumda - doktorlar ise imkânsızlıklar içinde mücadele ediyor. "Yorgunluk artık normalimiz oldu" diyen bir acil servis çalışanının sözleri, durumun vahametini özetliyor.
Uluslararası Tepkiler ve Sessizlik
Dünya kamuoyu bu insanlık dramına karşı ikiye bölünmüş durumda. Bazı ülkeler ateşkes çağrılarını yinelerken, diğerleri adeta seyirci kalıyor. BM yetkilileri "acil insani yardım" vurgusu yapsa da, bu açıklamalar sahada ne kadar karşılık buluyor?
Mahallelerde durum içler acısı: "Çocuklarımız aç, susuz ve korku içinde" diye feryat eden bir baba, uluslararası topluma sesleniyor. Temiz su bulmak neredeyse imkânsız, gıda stokları tükenmek üzere.
Rakamların Arkasındaki İnsan Hikayeleri
Her sayı bir hayat, her kayıp yıkılmış bir aile demek. 12 yaşındaki Ahmed'in hikâyesi bunlardan sadece biri: "Okulum bombalandı, en iyi arkadaşım artık yok" diye ağlıyor. Psikolojik travmaların boyutu ise henüz ölçülebilmiş değil.
Yerel yetkililer, uluslararası toplumu somut adımlar atmaya çağırıyor. "Rakamlar değil, insanlık ölüyor" diyorlar. Peki, bu çağrılar ne zaman karşılık bulacak? Gazze halkı ne zaman normal bir hayata dönebilecek?
