Gazze'de yaşananlar artık kelimelerle anlatılamayacak boyutta. İnsanlık adına yüzümüzün kızardığı, her geçen gün derinleşen bir trajediye tanıklık ediyoruz. Rakamlar soğuk geliyor kulağa, ama her biri bir anne, bir baba, masum bir çocuk demek.
Son verilere göre hayatını kaybedenlerin sayısı 64.522'ye ulaştı. Yaralı sayısı ise neredeyse 150 bin! Resmen bir nesil yok oluyor gözlerimizin önünde. Nasıl mı? Bombalar, açlık, hastalıklar derken hayatta kalmak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
En Büyük Bedeli Çocuklar ve Kadınlar Ödüyor
İşin en can yakıcı kısmı ise ölenlerin çoğunun çocuk ve kadın olması. Evet, yanlış duymadınız. Toplam can kaybının yaklaşık %70'ini onlar oluşturuyor. Oyun oynaması gereken çocuklar, ailesine şefkatle bakan anneler... Hepsi gitti. Geriye sadece bomba kokusu ve acı bir sessizlik kaldı.
Sağlık altyapısı ise çoktan çökmüş durumda. Hastaneler ya yıkıldı ya da çalışamaz haldeler. İlaç yok, ekipman yok, elektrik yok. Doktorlar, imkansızlıklar içinde kahramanca mücadele etseler de, yetersiz kalıyorlar. Ameliyatlar mum ışığında yapılıyor, ağrı kesici bulunamıyor. İnanılır gibi değil!
Uluslararası Toplum Sessizliğe Gömüldü
Peki, dünya ne yapıyor? Maalesef çok da bir şey yaptığı söylenemez. BM raporları hazırlanıyor, birkaç ülkeden kınama açıklamaları geliyor, o kadar. Somut bir adım, bu vahşeti durduracak bir irade maalesef yok. İnsanlık, en ağır sınavlarından birini veriyor ve kaybediyor.
Bölgeden gelen son dakika haberlere göre, durum daha da kötüye gidiyor. Temiz suya ve gıdaya erişim neredeyse yok. Salgın hastalıklar kapıda. Zaten bitap düşmüş olan halk, şimdi de açlık ve hastalıkla savaşıyor.
Bu görüntüler, bu rakamlar vicdanları sızlatmaya yetmiyor mu? Dünya, Gazze'de yaşanan bu insanlık trajedisine seyirci kalmaya devam edecek mi? Tarih, hepimizi bu sorulara verdiğimiz yanıtlarla yargılayacak.
