Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti. İsrail ordusu, sadece ekmek ve su bekleyen masum sivilleri acımasızca hedef aldı. Öyle ki, çocukların, kadınların ve yaşlıların çığlıkları havada asılı kaldı.
Olayın detayları yürek burkuyor. Yardım kuyruğunda bekleyen 40'tan fazla Filistinli, aniden açılan ateşle can verdi. Kimi henüz 10 yaşındaydı, kimi ise torununa ekmek götürmenin telaşındaydı. İsrail'in 'güvenlik operasyonu' dediği bu vahşet, aslında tam bir insanlık dramı.
Uluslararası Sessizlik Skandalı
Batılı ülkelerin ikiyüzlülüğü ise işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Bir yandan insan hakları nutukları atarken, diğer yandan katliamlara göz yumuyorlar. BM'nin 'derin endişe' açıklaması yapması yetmez mi artık? Ciddi yaptırımlar nerede?
Bölgeden gelen görüntülerde:
- Yaralıların çığlıkları kulakları tırmalıyor
- Ambulanslara bile ateş açıldığı iddiaları var
- Yardım kuruluşları çaresizlik içinde
Filistin Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre, ölü sayısı her geçen dakika artıyor. Hastaneler ise zaten kapasitenin çok üzerinde çalışıyor. 'Yeter artık!' diye haykıran doktorların sesi, duvarlarda yankılanıyor.
Bölge Yeniden Kan Gölüne Döndü
Aslında bu ilk değil. İsrail'in Gazze'deki saldırıları adeta rutin haline geldi. Ancak bu seferki, özellikle vahşet boyutlarıyla öne çıkıyor. Sivillerin toplu halde katledilmesi, uluslararası hukukun açık ihlali değil de nedir?
Dünya kamuoyu ise -her zamanki gibi- ikiye bölünmüş durumda. Kimi 'İsrail'in kendini savunma hakkı var' diyor, kimi ise bu katliamı soykırım olarak nitelendiriyor. Peki ya vicdanlar? Onlar ne diyor acaba?
