
Gazze'de durum gerçekten içler acısı. İsrail ordusunun son haftalardaki şiddetli saldırıları, zaten zor koşullarda yaşayan insanları tam bir kaosun içine itmiş durumda. Kimse artık güvende hissetmiyor kendi evinde.
Rafah sınır kapısından gelen görüntüler ise yürek burkuyor. Binlerce insan, canlarını kurtarmak için ne bulurlarsa toplayıp evlerini terk etmeye çalışıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar... Hepsi ne olacağını bilmeden yollara düşmüş.
Hayatta Kalma Mücadelesi
Bölgeden gelen haberlere göre, insanlar adeta bir açık hava hapishanesinde yaşıyor. Temiz su bulamıyorlar, elektrik neredeyse yok, hastaneler ise kapasitenin çok üzerinde çalışıyor. Doktorlar, yetersiz ekipmanla hayat kurtarmaya çalışıyor.
Birleşmiş Milletler yetkilileri durumu "insanlık dramı" olarak tanımlıyor ama kelimeler bile bu acıyı anlatmaya yetmiyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise ayrı bir tartışma konusu.
Bölgesel Etkiler
Bu kriz sadece Gazze ile sınırlı değil elbette. Komşu ülkeler de potansiyel göç dalgasından endişeli. Mısır, sınır güvenliğini artırırken, Ürdün ve Lübnan'daki Filistinli mülteci kamplarında da gerginlik hat safhada.
Ortadoğu'da barış umutları bir kez daha zarar görürken, bölgesel istikrarın ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha görüyoruz. Diplomasi kanalları çalışmıyor, diyalog yerini şiddete bırakmış durumda.
Peki ya çözüm? Kimse kolay cevaplar veremiyor. Ancak bir şey kesin: İnsani yardım kuruluşlarının bölgeye acil erişim sağlaması şart. Yoksa kayıplar daha da artacak.