
Gece yarısından sonra Gazze'de gökyüzünü aydınlatan ışıklar bu sefer bir umut değil, ölüm getirdi. İsrail ordusunun kuzey Gazze'de bir okulu hedef alan saldırısı, zaten derin yaralar almış bir halka bir darbe daha vurdu.
Resmi rakamlara göre—ki bazen gerçeğin tamamını anlatmazlar—59 can yitip gitti. Ve işin en acı tarafı? Ölenlerin neredeyse tamamı, sığınacak başka bir yeri olmayan masum kadınlar ve çocuklardı.
Uluslararası Tepkiler ve Sessiz Kalınmayan Sorular
BM yetkilileri olayı 'korkunç' diye nitelendirirken, insan hakları örgütleri hemen soruşturma çağrısı yaptı. Ama biliyor musunuz, bazen bu çağrılar havada kalıyor. Sanki duvarın diğer tarafına atılan bir taş gibi, ses çıkarıyor ama etkisi sınırlı kalıyor.
İsrail tarafı ise—her zamanki gibi—bölgenin 'terör altyapısını' hedef aldıklarını iddia ediyor. Peki ya o terörle, okul sıralarında oturan çocukların ne alakası var? Cevap yok. En azından tatmin edici bir cevap.
Yaralı Sayısı Artıyor, Hastaneler Alarm Veriyor
Ölümler bir yana, onlarca yaralı var. Ve Gazze'deki hastaneler zaten ilaçsız, ekipmansız, elektriksiz. Doktorlar ellerinden geleni yapıyor ama—itiraf edelim—imkânsıza yakın bir mücadele bu.
Bir ambulans şoförü, "Koşarken ayakkabılarımın tabanı yırtıldı, ama hâlâ yetişemiyorum" diyor. İnsanüstü bir çaba, ama sistemik bir çöküşün karşısında yetersiz kalınıyor maalesef.
Son dönemdeki en kanlı saldırılardan biri olan bu olay, bölgedeki gerilimi iyice tırmandırdı. Mısır ve Katar'dan arabuluculuk girişimleri olsa da, kalıcı bir çözüm hâlâ çok uzakta.
Ve insan düşünmeden edemiyor: Kaç can daha yitip gitmeli? Kaç çocuk daha okul sırasında değil, enkaz altında can vermeli? Cevabı olmayan sorular bunlar. Ama sormaktan vazgeçmemek lazım.