Ortadoğu'nun kanayan yarası Gazze'de yaşananlar, artık savaşın ötesinde bir insanlık krizine dönüştü. İsrail güçlerinin, sivilleri evlerinden zorla çıkararak adeta bir sürgün operasyonu yürüttüğü görüntüler, dünya kamuoyunda şok etkisi yarattı.
Düşünün bir kere: Sabah uyanıyorsunuz ve size "10 dakikanız var, burayı terk edin" diyorlar. Nereye gideceğiniz belli değil. Üstelik arkanızda bıraktığınız her şey - anılarınız, fotoğraflarınız, hayatınız - belki bir daha asla göremeyeceğiniz bir belirsizliğe dönüşüyor.
Gözler Önünde Yaşanan Travma
Bölgeden gelen görüntülerde, insanların ellerinde beyaz bayraklarla, çoluk çocuk yollara düştüğü görülüyor. Kimi yaşlılar yürümekte zorlanıyor, kimi anneler bebeklerini sıkı sıkı tutarak gözyaşlarına boğuluyor. Bu sahneler, modern dünyanın gözleri önünde yaşanan bir trajedinin acı belgeleri adeta.
Uluslararası insan hakları örgütleri, bu uygulamaların açık birer savaş suçu olduğunu belirtirken, İsrail yetkilileri "güvenlik önlemi" açıklaması yapıyor. Peki, sivillerin güvenliğini sağlamak, onları evsiz bırakarak mı mümkün olacak?
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Birleşmiş Milletler yetkilileri, durumu "endişe verici" olarak nitelendirirken, Arap ülkelerinden sert açıklamalar gelmeye devam ediyor. Türkiye'den de konuya ilişkin diplomatik tepkiler yükseliyor - ki zaten bölgedeki insani krize kayıtsız kalmak mümkün değil.
Aslında mesele sadece siyasi değil; insani boyutuyla hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü ortada kaybolan hayatlar, parçalanan aileler ve belki de bir daha asla tamir edilemeyecek çocukluklar var.
Social media'da #Gazze'deİnsanlıkKrizi etiketiyle paylaşılan görüntüler, dünya genelinde milyonlarca kişiye ulaşmış durumda. İnsanların tepkisi ise oldukça net: Bu zulüm durmalı.
Peki ya sonra? Bu insanlar nereye gidecek? Hangi ülke kapılarını açacak? Sorular çok, cevaplar ise maalesef yok denecek kadar az...
