Gazze... Sanki dünyanın unutmaya çalıştığı, ama her gün yeni bir yarasıyla hatırlattığı o eski defter. Şimdi o defterin sayfaları yeniden, hem de kanla, gözyaşıyla ve insanlık dramıyla karışıyor.
İsrail'in son hamleleri, bu krizin sadece başlangıç olduğunu fısıldıyor adeta. 'Yolun henüz başındayız' diyen uzmanların sesi giderek yükseliyor. Öyle ki, İsrail'in Rafah'a yönelik planları, bölgedeki gerilimi katbekat artıracak cinsten.
Rafah: Yeni Fırtınanın Gözü
Mısır sınırındaki bu küçük şehir şu an herkesin gözünü diktiği yer. İsrail buraya yönelik operasyon planlarını masaya yatırmış durumda. Peki ne demek bu? Basitçe söylemek gerekirse, zaten yerle bir olmuş bölgede yeni bir fırtına kopması anlamına geliyor.
Düşünsenize, nüfusun neredeyse tamamı yerinden edilmiş, insanlar bir avuç toprak parçasına sığınmış. Ve şimdi orası da hedefte. İnanması güç ama gerçek bu.
Uluslararası Tepkiler: Sessiz Çığlık
Batı dünyası ne yapıyor peki? Görünen o ki, çoğu 'dengeli açıklamalar' peşinde. Oysa Gazze'de denge diye bir şey kalmadı çoktan. İnsanlar temiz su bulamıyor, çocuklar hastane koridorlarında can veriyor, anneler evlatlarını kaybetmenin acısını yaşıyor.
Amerika'nın 'daha insani bir plan' talebi var ama -açıkçası- bu talebin ne kadar karşılık bulacağı meçhul. Zira İsrail yönetimi, kendi güvenlik kaygılarını her şeyin önüne koymuş durumda.
Sayılarla Dehşet
Rakamlar soğuk geliyor kulağa, biliyorum. Ama şu bir gerçek ki, Gazze'deki nüfusun yüzde 85'i evsiz. Yüzde 85! Bu nasıl bir oran? Sokaklarda, çadırlarda, enkaz altında hayata tutunmaya çalışan milyonlarca insan...
Ve ölüm sayıları... Resmi rakamlara göre 34 bini aşkın can kaybı. Her bir sayı bir hayat, bir aile, bitmiş bir gelecek aslında.
İnsani Yardım: Damlaya Damlaya...
Uluslararası kuruluşlar çaba gösteriyor, evet. Ama gelen yardımlar ihtiyacın yanında devede kulak kalıyor. Sınır kapılarındaki kısıtlamalar, dağıtım sorunları, güvenlik endişeleri... Her biri bir engel.
BM yetkililerinin 'insani felaket' uyarıları artık olağan hale geldi. Oysa hiçbir felaket olağan olmamalı, değil mi?
Peki Ya Sonrası?
Asıl mesele belki de bu: Savaş bir gün bitse bile Gazze'yi ne bekliyor? Enkaz yığınları arasında hayatı yeniden kurmak, travmalarla başa çıkmak, kayıpların acısını sarmak...
Uzmanlar diyor ki, bu sadece askeri bir operasyon değil, aynı zamanda nesiller boyu sürecek bir travmanın da başlangıcı. Çocuklar savaşsız bir dünya hayalini bile kuramayacak belki de.
Son söz? Gazze'de yolun başındayız evet, ama bu yolun nereye varacağını kimse bilemiyor. Umut ise -her zamanki gibi- insanlığın vicdanında saklı.