Gazze... Dünyanın gözü önünde yaşanan bir trajedi. Adeta bir insanlık dramının sahnesi haline gelen bu topraklarda, her geçen gün yeni bir acı ekleniyor hayat hikayelerine. Uluslararası basın, bölgedeki durumu 'felaket' olarak nitelendiriyor - ve haklılar da.
Öyle ki, artık rakamların bile anlamını yitirdiği bir noktadayız. Sayılar soğuk geliyor kulağa, oysa her biri bir insan. Bir çocuk, bir anne, bir baba... Kayıplar öyle büyük ki, matem tutacak güç bile kalmıyor geride kalanlarda.
Dünya Basınında Gazze
New York Times, '21. Yüzyılın En Büyük İnsani Krizlerinden Biri' başlığını atarken; BBC muhabirleri, 'gördüklerimizi kelimelerle anlatmanın imkansız olduğunu' itiraf ediyor. The Guardian ise, uluslararası toplumun sessizliğini sert bir dille eleştiriyor.
Peki neler oluyor Gazze'de? İşte bazı çarpıcı detaylar:
- BM verilerine göre nüfusun %85'i yerinden edilmiş durumda
- Temiz suya erişim neredeyse yok denecek kadar az
- Hastanelerin çoğu ya hizmet veremiyor ya da kapasitenin çok üstünde çalışıyor
- Çocuk ölümleri korkunç bir hızla artıyor
Tepkiler ve Sessizlikler
Bazı ülkeler diplomatik tepkiler verirken (ki bunların ne kadar işe yaradığı tartışılır), bazıları ise 'izlemeye devam ediyor'. Sanki bir film izler gibi... Oysa bu gerçek. Kan, gözyaşı ve acı dolu bir gerçek.
Avrupa'dan bazı sivil toplum kuruluşları yardım konvoyları düzenlemeye çalışıyor ama - ne yazık ki - bu çabalar ihtiyacın yanında devede kulak kalıyor. ABD ise, her zamanki gibi, 'dengeli' açıklamalar yapmakla yetiniyor.
Peki Ya Çözüm?
Uzmanlar (en azından vicdan sahibi olanlar), acil olarak şunları öneriyor:
- İnsani yardımların engelsiz ulaşması için koridorlar oluşturulmalı
- Uluslararası gözlemciler bölgeye gönderilmeli
- Taraflar ateşkes için acilen masaya oturmalı
Ama gelin görün ki, bu öneriler kağıt üzerinde kalıyor çoğunlukla. Çünkü siyasi çıkarlar, insani değerlerin önüne geçiyor. Tıpkı her zaman olduğu gibi...
Son söz? Gazze unutulmamalı. Unutturulmamalı. Çünkü orada yaşananlar, hepimizin insanlığına dair bir ayna aslında. Ne kadar uzak olursak olalım.
