Hendek'ten Gazze'ye Zafer: İman Edenlerindir! Bu Cuma Hutbesi Tüm Müslümanları Bir Araya Getiriyor
Hendek'ten Gazze'ye Zafer İnananlarındır

Tam da bugünlerde ihtiyacımız olan o eski deyiş hatırlatılıyor adeta: 'Zafer inananlarındır.' Öyle ya, tarih bunun sayısız örneğiyle dolu. 3 Ekim Cuma hutbesi de işte tam bu gerçeğin altını çiziyor, hem de ne çiziyor!

Hani şu Hendek Savaşı var ya - bildiğiniz gibi Medine'yi savunmak için kazılan o meşhur hendekler. Sayıca azdı Müslümanlar, yokluk içindeydiler ama imanları tamdı. Ve işte o iman, görünüşte imkansız olan zaferi getirdi. Tarih tekerrürden ibaret derler ya, hakikaten öyle.

Gazze'de Yükselen Direniş Ruhu

Şimdi gözlerimizi Gazze'ye çevirince... Aman Allah'ım, ne benzerlik! Modern zamanların hendek savaşı adeta. Orada da imanlı yürekler, tüm zorluklara rağmen dimdik ayakta. Silahlar, teknoloji, sayısal üstünlük - hiçbiri tek başına yetmiyor galiba. Aslolan o içteki ateş, o sönmeyen ışık.

Cuma hutbesinde vurgulanan o muhteşem cümle: 'Mü'minler için zafer, Allah'ın yardımıyla gelir.' Bu sadece bir söz değil, tarihin ta kendisi aslında. Bedir'de de böyle olmadı mı? Huneyn'de de... Say say bitmez.

Bir Olmanın, İman Etmenin Gücü

İşin sırrı şu: birlik olmakta. Ayrılığa düşmeden, kenetlenerek. Hutbede de deniyor ya - Müslümanlar kardeştir, birbirinin yardımcısıdır. Bu sadece lafla olmuyor tabii, gönülden inanmak gerekiyor.

Günümüzde o kadar çok dağılmışlık var ki... Ama işte Cuma hutbeleri tam da bu yüzden önemli. İnsanı kendine getiriyor, aslını hatırlatıyor. Camide yan yana durmak, omuz omuza vermek - sembolik değil, gerçek bir güç aslında.

Gazze'deki kardeşlerimiz için dua etmek, onların sesi olmak... Belki de zaferin ilk adımı bu. Unutmayalım - Allah'ın vaadi haktır, asla boşa çıkmaz. Tarih bunun şahidi, Hendek Savaşı da, Gazze direnişi de...

Bu Cuma, sadece bir namaz değil, bir yeniden doğuş aslında. Gidip de hisseden bilir zaten - o cami cemaati, o ortak ruh... Kelimelerle anlatılacak gibi değil.