Yemen'deki Husi hareketinin askeri sözcüsü Yahya Saree, bugün yaptığı beklenmedik açıklamayla adeta bomba etkisi yarattı. İsrail'e yönelik askeri operasyonların –evet, yanlış duymadınız– daha da genişletileceğini resmen ilan etti.
Peki ne demişti Saree? Detaylara inmeden önce şunu söyleyeyim: Durum hiç de iç açıcı görünmüyor. Açıklamasında, İsrail'in Gazze'deki 'soykırım ve ablukasına' yanıt olarak askeri operasyonların dördüncü aşamaya geçtiğini duyurdu. Dördüncü aşama! Bunun ne anlama geldiğini az çok tahmin edebilirsiniz.
Yeni Hedefler ve Genişleyen Menzil
İşin ilginç yanı, Husilerin hedef tahtasını iyice genişletmiş olmaları. Artık sadece İsrail değil, Akdeniz'deki İsrail gemileri de vurulacakmış. Hem de herhangi bir bölge ayrımı yapmadan! Hint Okyanusu'ndaki İsrail bağlantılı gemilere yönelik operasyonların menzili de genişletilmiş. Saree'nin dediğine göre, bu adım 'işgalin acılarını hissetmeleri için' atılmış.
– Biliyor musunuz? – diye ekliyor Saree – Hedeflerimiz arasında İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki her noktası var. Kudüs de dahil olmak üzere!
Uluslararası Tepkiler ve Sessizlik
Peki uluslararası toplum ne yapıyor bu sırada? Cevap: Neredeyse hiçbir şey. BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail'e yönelik ateşkes kararına rağmen, Husiler bu kararı 'ölü doğmuş' olarak nitelendiriyor. Ve haklılar da – kararın pratikte hiçbir etkisi olmadı, olmayacak gibi duruyor.
Son dönemdeki operasyonlara gelirsek... Husiler, İsrail'in Hayfa kentini hedef alan balistik füzeler ve insansız hava araçları kullandıklarını iddia ediyor. Ayrıca bir İsrail savaş gemisini de vurduklarını söylüyorlar. İsrail tarafı ise bu iddialara –her zamanki gibi– ya sessiz kalıyor ya da doğrulamıyor.
Kızıldeniz'deki gerilim de tırmanmaya devam ediyor. Husiler, bölgedeki İsrail gemilerine ve İsrail'e destek verdiğini düşündükleri diğer gemilere yönelik saldırılarını sürdürüyor. Amerikan ve İngiliz gemilerine de –söylemeye gerek var mı?– aynı şekilde...
Yemen'deki bu gelişmeler, bölgedeki gerilimi katbekat artırıyor. Husilerin bu kadar açık ve meydan okuyan bir dil kullanması, önümüzdeki günlerde çok daha sert çatışmaların habercisi gibi. İsrail'in nasıl bir yanıt vereceği ise –şimdilik– herkesin merak konusu.
