
Akdeniz'in sakin sularında, aslında hiç de sakin olmayan bir drama sahne oluyor. Filistin'e insani yardım götürmek için yola çıkan Küresel Sumud Filosu, tam da uluslararası sulardayken aniden ortaya çıkan insansız hava araçlarının hedefi oldu. Olay, her şeyin göründüğü gibi olmadığını bir kez daha hatırlattı.
Geminin güvertesinde bulunan aktivistler, o anı "aniden gelen bir vızıltı" olarak tarif ediyor. Önce ne olduğunu anlamadıklarını, sonra etraflarında dönen drone'ları fark ettiklerini söylüyorlar. İnsansız hava araçları, yardım gemisini adeta kuşatmıştı.
Uluslararası Suların 'Uluslararası' Sorunu
En kaygı verici detay? Saldırının tamamen uluslararası sularda gerçekleşmiş olması. Yani, hiçbir ülkenin yargı yetkisine girmeyen bir bölge. Bu, aslında herkesin yargı yetkisine giren ama kimsenin sorumluluk almak istemediği gri bir alan yaratıyor.
İsrail yetkilileri ise olayla ilgili tipik bir sessizlik perdesi arkasına saklanmış durumda. Resmi bir açıklama yok, sorumluluk kabul eden yok. Oysa bölgede bu tür operasyonları yapabilecek teknolojik kabiliyete sahip kaç ülke var ki?
Aktivistlerden Sert Tepki: "Bu Bir Korsanlık Eylemi"
Filodaki aktivistler, yaşananları hiçbir diplomasi dilinin süsleyemeyeceği netlikte ifade ediyor: "Bu, uluslararası hukukun çiğnenmesidir. Açık denizlerde bir korsanlık eylemi."
Aslında haklılar da. Bir yardım gemisinin uluslararası sularda hedef alınması, modern zaman korsanlığından farksız. Üstelik gemide sadece gıda ve tıbbi malzeme var - silah değil.
Olay sonrası sosyal medyada da tepkiler yoğun. #SumudFilosu etiketiyle paylaşımlar yapanlar, uluslararası toplumu sessiz kalmamaya çağırıyor. Kimileri "Artık yeter!" diye haykırırken, kimileri de BM'nin bu konuda ne yapacağını merakla bekliyor.
Peki ya sonrası? Filo, yoluna devam etme kararı almış. Tehlikeyi göze alarak. Çünkü dedikleri gibi: "Filistinlilerin dayanışmaya ihtiyacı var, korkuya değil."
Bu olay, Akdeniz'deki gerilimi yeniden alevlendirdi. Uluslararası sulardaki bu tür operasyonlar, aslında hepimizi ilgilendiren bir soruyu gündeme getiriyor: Hiçbir yasanın geçerli olmadığı bir deniz mi yaratıyoruz?