Yemen sahillerinden açıklara doğru uzanan o engin mavilikte, sular yine hareketli. Küresel Sumud Filosu – evet, o insani yardım için bölgeye demir atan gururlu filo – bu kez yine gözlerini dikmişti üzerine. İkinci kez. Ve bu sefer işler biraz daha ciddiye bindi, söylemeden geçmeyelim.
Olay, kimilerine göre perşembeyi cumaya bağlayan o gece yaşandı. Aslında tam saat vermek mümkün değil – orası açık deniz, zaman bile şaşırıyor bazen. Ama olan oldu işte: Filonun demirli olduğu bölgeye aniden bir insansız hava aracı dalışa geçti. Amaç belliydi; hedef belliydi. Üstelik bu kez nişan alınan, filonun önemli bir parçası olan alım gemisiydi.
Gemi personeli o anları anlatırken ‘şaşkınlık’ ve ‘hız’ kelimelerini vurguluyor. Çünkü saldırı o kadar ani ve süratli gelişmiş ki, savunma sistemleri bile tam manasıyla devreye girememiş. Neyse ki, gemidekiler seri hareket ederek olası bir trajediyi önlemeyi başarmış. İnsansız hava aracı, gemiye isabet etmeden hemen önce denize düşürülmüş. Yaralanan ya da hayatını kaybeden olmamış – ki bu en önemli haber aslında.
Peki kim yapmış olabilir bunu? İşte orası meçhul. Yemen’deki Husi güçleri mi, yoksa başka bir aktör mü? Kimse üstlenmedi şimdilik. Ama zaten ilk saldırı da aynı bölgede, benzer şekilde gerçekleşmişti. Tekrarı, endişeyi de katlıyor ister istemez.
Uluslararası denizcilik koridorlarında böyle olaylar artarsa, kimse rahat edemeyecek. Hele ki insani yardım gemileri hedef alınıyorsa... Bu, sadece bir gemi meselesi değil; insani yardımın önündeki en riskli engellerden biri haline gelebilir.
Sonuç? Gerilim tırmanıyor. Filo hâlâ bölgede ve gözler üzerinde. Bir sonraki hamle ne olacak, bilen yok. Ama bir şey kesin: Artık sular daha da ısınmaya başladı.
