Kudüs'ün tarihi dokusunu sarsan bir olay daha yaşandı. İsrail'in tartışmalı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, yanına aldığı radikal grupla birlikte Mescid-i Aksa'nın avlusunda adeta yangına körükle gitti. Tarihi ibadethanenin huzurunu bozan bu kışkırtıcı eylem, bölgedeki gerilimi yeniden alevlendirdi.
Sabahın erken saatlerinde, güneş henüz doğarken başlayan bu provokatif gösteri, Filistinlilerin tepkisini çekti. İşgalci güçlerin koruması altında gerçekleşen ayin, uluslararası hukuku hiçe sayan bir pervasızlık örneği olarak kayıtlara geçti.
Kutsal Mekanda Siyasi Oyun
Ben-Gvir'in bu hareketi tesadüf değil. Bilakis, aylardır süren planlı bir stratejinin parçası. Kendisini 'Yahudi halkının bekçisi' olarak tanımlayan bakan, daha önce de benzer eylemlerle gündeme gelmişti. Ancak bu kez işi daha ileri götürdü.
Ortadoğu'nun bu en hassas bölgesinde ateşle oynamak ne kadar akıllıca? Cevap verelim: Hiç değil! Zira bu tür provokasyonlar, bölgedeki kırılgan barış umutlarını yerle bir ediyor.
Uluslararası Tepkiler Bekleniyor
Olayın ardından Filistin yönetiminden sert açıklamalar geldi. 'Kabul edilemez' olarak nitelenen bu davranışın, İslam dünyasında infiale yol açacağı kesin. Türkiye'nin de olaya müdahil olması bekleniyor - ki zaten Dışişleri kaynakları konuyla ilgili incelemelerin başladığını duyurdu.
- Mescid-i Aksa, İslam'ın en kutsal üçüncü mekanı
- 1967'den beri işgal altında bulunuyor
- UNESCO tarafından koruma altında
İşin ilginç yanı, İsrail hükümetinin bu eyleme yeşil ışık yakması. Normalde -en azından görünürde- statükoyu koruma yönünde adımlar atıyorlardı. Ama görünen o ki, aşırı sağın baskısına dayanamadılar.
Şimdi gözler uluslararası toplumda. BM Güvenlik Konseyi acil toplanır mı? Yoksa bu olay da diğerleri gibi unutulup gider mi? Cevap, önümüzdeki günlerde belli olacak.
