Vatikan'ın o her zamanki sakin koridorlarında bugün farklı bir telaş vardı. Papa Françesko, o karakteristik samimiyetiyle kürsüye çıktığında, salondaki herkes nefesini tutmuştu. 'Artık yeter' derken sesindeki o titreme, yılların diplomatik tecrübesine rağmen bastırılamayan bir insanlık acısını ele veriyordu.
Gazze'de son haftalarda yaşananlar için 'modern zamanların en karanlık trajedilerinden biri' ifadesini kullanan Papa, uluslararası topluma adeta çıkış yaptı: 'Silahların gölgesinde çocukların geleceği çalınıyor. Bu kabul edilemez!'
Rakamlar Değil, İnsanlar
Konuşmasında istatistiklerden ziyade bireysel hikayelere odaklanan 87 yaşındaki dini lider, bir hastane baskını sırasında hayatını kaybeden 12 yaşındaki Ahmed'in hikayesini anlattı. 'O çocuğun son nefesinde tuttuğu oyuncak araba şimdi bir müze malzemesi mi olacak?' diye sorarken, salonda gözyaşlarını tutamayanlar oldu.
Diplomasi dünyasının soğuk diline inat, Papa'nın kelimeleri adeta yürek dağlıyordu:
- 'Ateşkes sadece bir siyasi terim değil, annelerin çocuklarına sarılabilmesi demek'
- 'BM verileri değil, açlıktan kıvranan bebeklerin çığlıkları konuşmalı'
- 'Dinler arası diyalog masaları, kanla sulanan bu topraklarda anlamını yitiriyor'
Uluslararası Tepkiler ve Sessizlikler
Papa'nın bu çıkışı, bazı Batılı liderlerin ikiyüzlü politikalarını da gözler önüne serdi. Öyle ya, bir yandan insan hakları nutukları atıp diğer yandan silah satış rekorları kıran ülkelerin varlığı, bu çağrının altını daha da çiziyor.
Vatikan gözlemcilerine göre, bu konuşma Françesko'nun papazlık döneminin en sert çıkışlarından biri. 'Barış için dua edelim' söyleminin ötesine geçerek, somut adımların altını çizmesi dikkat çekti.
Ortadoğu'da gerginlik tırmanırken, bu çağrının etkisi merak konusu. Ancak şu bir gerçek ki, tarih böyle anlarda kimlerin doğru tarafı seçtiğini asla unutmuyor...
