Ortadoğu'nun karmaşık siyasi labirentlerinde beklenmedik bir hamle daha! İran Dışişleri Bakanlığı, Sudan'da yaşanan ve tam anlamıyla iç sızlatacak türden olaylar karşısında sessiz kalmadı. Hartum'daki bazı bölgelerde masum sivillerin hedef alındığı saldırılar, Tahran'ın tepkisini çekmeyi başardı.
Düşünsenize - sıradan bir günde, evinizde otururken aniden hayatınızın tehdit altında olduğunu hissediyorsunuz. İşte tam da bu yüzden İran'ın açıklaması önemli. Resmi sözcü Nasser Kanaani, o bildiğimiz diplomatik dilin sınırlarını zorlayan ifadeler kullandı. "Kabul edilemez"in de ötesinde, bu saldırıları "insanlık dışı" olarak nitelendirdi ki, haklılık payı yok değil.
Peki Neler Oluyor Sudan'da?
Hartum'un bazı mahalleleri adeta savaş alanına dönmüş durumda. Silahlı grupların kontrolsüzce açtığı ateş sonucu - ve bu çok acı - çocuklar, kadınlar, yaşlılar yani sıradan insanlar hedef haline geliyor. İran'ın vurguladığı gibi, uluslararası hukukun en temel prensipleri çiğneniyor. Sivillerin korunması gerektiği konusunda yazılıp çizilen onca kural, Sudan'da kağıt üstünde kalmışa benziyor.
Kanaani'nin sözlerindeki o aciliyet hissi dikkat çekici: "Taraflar derhal sivil halkı koruma altına almalı." Bu kadar net, bu kadar kesin. Sanki zamanın daraldığını, her yeni saldırıda insani krizin derinleştiğini biliyor gibi konuşuyor.
İran'ın Sudan Politikasında Değişim Mi Var?
Bu kınama aslında daha büyük bir resmin parçası. İran'ın Afrika'daki diplomatik hamleleri son dönemde oldukça hareketli. Sudan özelinde ise - ki bu biraz kişisel yorumum olacak - Tahran yönetimi bölgedeki etkisini artırma peşinde. Ama şunu da eklemeliyim: sivillerin korunması konusunda gösterdikleri bu hassasiyet takdire şayan.
Bölge uzmanlarına kulak verirseniz, İran'ın bu açıklamayla iki mesaj verdiğini söylerler. Birincisi - çok açık - insani duruma vurgu. İkincisi ise daha dolaylı: "Bölgede söz sahibiyiz ve olmaya devam edeceğiz."
Sonuç olarak, Hartum'daki sokaklarda yaşanan trajedi uluslararası arenada yankı bulmaya devam ediyor. İran'ın bu sert çıkışı, Sudan'daki taraflara bir uyarı niteliği taşıyor. Bakalım önümüzdeki günlerde bu kınama somut adımlara dönüşecek mi, yoksa sadece iyi niyetli bir açıklama olarak mı kalacak?
